Ülkemizdeki (mülteci-sığınmacı-göçmen) adına ne dersek diyelim, bu sorunla alakalı son günlerde yaşanan
Vahim olaylar...
Artık...
Bu meselenin katlanılmasının iyice zorlaştığını fazlasıyla gözler önüne sermiştir.
Dolu olan bardak küçük bir damla ile taşmıştır.
Çok şükür ki...
Yaşanan olaylarda can kaybı olmamıştır.
Ama...
Bu bizi meselenin ehemmiyetinin ve vahametinin önemsiz olduğu yanılgısına götürmesin.
Evet...
Ülkemizde 2011 yılından beri yaşayan çoğunluğunu Suriyeli vatandaşların oluşturduğu Afganlı,Iraklı,Pakistanlı ve İranlıların 10 milyonu aşan sayıları ile bu işin katlanılamaz boyutlara ulaştığını her alanda göstermektedir.
Bu durum her yönüyle su kaldırmaz bir hal almıştır.
Yıllardır içtiğimiz suyumuzu, hastanemizi,mahallemizi,işimizi,aşımızı,evimizi,okulumuzu...
Özetle bir insana hayat boyu gerekli her şeyimizi paylaştık.
Nihayet 13 Yıldır plansız nüfus artışıyla beraber bu mesele ülkemizin bekasını da tehdit eder hale gelmiştir.
(Öyle bir beka sorunu ki Türklerin doğurganlığı 1.20 lere düşerken yabancıların ki 5.5 civarındadır.)
Yani...
Bir süre sonra Türkiye Cumhuriyetinde Türkler kendi vatanında azınlık olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
İster bilimsel açıdan,ister ulusal güvenlik açısından bu işin ne akılla ne vicdanla izah edilir tarafı kalmamıştır.
Bu işin dinle imanla, Müslümanlıkla da alakası da yoktur.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir mülteci kabulü yaşanmamıştır.
Ülkemize, geleceğimize ve hatta...
Burada kaçak veya mülteci olarak yaşayan insanlara da bu haksızlığı yapmak doğru değildir.
Tüm bu sorunları kabul ettikten sonra gelelim bu işin çözümüne...
Benim muradım...
Yıllardır biriken adeta bir gaz sıkışması haline gelen bu meselenin aklı başında sağlıklı bir çözüme kavuşturulmasıdır.
Allah korusun!
Münferit gibi görünen bu tür sokak olaylarının önü alınamaz iç çatışmalara yol açmasını önlememiz icap etmektedir.
Ancak...
Bunun yolu hukuk ve demokratik usullerle olmalıdır.
Bana göre ülkemizde yaşayan Suriyeli ve diğer halklara mensup insanların bireysel hataları olabilir.
Tecavüzcü,hırsız,katil,terörist her toplumda vardır.
Bizde de tarikat adı altında yuvalanmış ahlaksızların küçük çocuklara toplu tecavüzlerini nasıl unutabiliriz.
Bundan hareketle bu tür insanlık suçları topyekûn bir halkı bağlayamaz.
Ayrıca da burada kaçak veya resmi statüde bulunan bu insanların kendi tercihleriyle ülkemize gelmediklerini düşünüyorum.
Bir siyasi irade onların buraya gelmelerine müsaade etmiş ve onlara kendi vatandaşından esirgediği birçok hakları altın tepside sunmuştur.
Mesela...
T.C vatandaşı bir genç yıllarca üniversite imtihanlarını kazanmak için maddi ve manevi emek harcarken...
Bu insanlara üniversiteye serbest giriş hakkı tanınabilmiştir.
Bedava sağlık hakkı, vergisiz işyeri açma, muhtelif maaşlar...
Bu güne kadar ülkemizin yaklaşık 40-50 milyar doları bu işler için harcanırken bir o kadar daha harcanabileceği ifade edilmiştir.
İşimizi, aşımızı, evimizi, elektriğimizi, suyumuzu kısacası her şeyimizi bizi yöneten bir siyasi irade bu insanlara fütursuzca temin etmiştir.
Eee onlarında insan olarak tüm bu olanakları reddetmeleri beklenemezdi.
Sonuç olarak...
Ülkesini seven ve torunlarının geleceğini düşünen biri olarak ben de ülkemde kaçak, mülteci, sığınmacı adına ne derseniz deyin...
Bu kadar plansız, eğitimsiz insan topluluğunu kabul etmiyorum!
Ülkemin kaynaklarının bu şekilde heba edilmesine gönlüm hiç razı değil.
Artık...
Bu insanların ülkelerine insan onuruna yakışır bir şekilde gönderilmelerini tüm kalbimle arzuluyorum.
Yalnız...
Bunun yolu insanlara şiddet kullanarak, döverek, söverek yakarak yıkarak insanlık dışı bir uygulamalarla gönderilmeleri değildir.
Şiddetle reddediyorum.
Çözümün yeri bellidir.
T.C Devleti demokratik bir hukuk devletidir.
Çözüm, bu ülkenin kaderine yön veren siyasi iradededir.
Elimizden geldiğince demokratik ve hukuk yollarından sapmadan bizi yönetenlere yazı yazarak, faks çekerek, telefon ederek sesimizi duyurabiliriz.
80 milyonluk ülkede sekiz milyon mektup veya faks çekildiğini düşünürsek...
Kamuoyunun bu taleplerini yönetenlerimiz ister istemez kaale alacaktır.
Türk Milleti olarak bize yakışan budur.
SAYGILARIMLA...