Yıllar önce rahmetli aktör Yılmaz Güney'den yurt dışında yaptığı bir röportajda duymuştum.
'Kabadayılık Hastalığı'
Evet...
Toplumumuzda böyle bir hastalık türünün olduğunu düşünüyorum.
Arz edeyim.
Son yıllarda ergen ve gençlerin büyük kesiminde bir davranış bozukluğu olduğu açıkça görülüyor.
Bıçkın tavırlar, bitirim ağzı konuşmalar, saygısızlığa ve hadsizliğe varan hareketler, racon kesmeler...
Kanun kural tanımaz anlayış ve buna bağlı olarak kendi kanunlarını dikte ettirmeyi prensip edinmiş zihniyet...
Aileden kopuk ve bir grubun adamı olma durumu...
Sonrasında çeteleşme ve mafyalaşma süreci...
Vur deyince vuracak öl deyince ölecek gözü hiç bir şey görmeyen gönlünü tüm güzelliklere kapatmış, duygusuz, akıl ve vicdanı körelmiş bir nesil...
Hal böyle olunca bu gençler her türlü kanunsuz, hukuksuz ve ahlaksız işleri mübah görebiliyorlar.
İşte bu hastalıklı ruh haliyle, gençliğin verdiği enerji bir araya gelince her türlü bağımlılık, gasp, hırsızlık, adam vurma, cinayet sıradan hale gelebiliyor.
Ne yazık ki...
Günümüzde çok kolay görebileceğimiz olaylar haline geldi bu saydıklarım.
Televizyon haberleri sayısız şiddet olaylarıyla dolu.
Sokaklarda rahat yürüyemez olduk.
Trafikte yol verme kavgası cinayet sebebi haline geldi.
Hepimizde bir endişe ve korku var.
Birbirimize selam vermeye çekinir olduk.
Hayatımızın tadı tuzu kalmadı.
Ve gençler bu işleri bir 'Kabadayılık Kılıfına büründürüyorlar.
Ne alaka!
Yaptıklarını kabadayılık ruhuyla içselleştirip bundan da müthiş haz alıyorlar.
Ne mutlu ki...
Gençlerin az bir kesimi de olsa tüm bu saydığımız olumsuzlukların dışında kalmayı başarabiliyorlar.
Geleceğe dair az da olsa bize ümit veriyorlar.
Ancak...
Çoğunluğun baskısı tüm toplumu negatif hale getirebiliyor.
Son yıllarda basın ve medya sektörünün de pompaladığı gayrı meşru güç anlayışı bilhassa genç kesimlerde çok çabuk alıcı buluyor.
Televizyon dizilerinin neredeyse hepsinde bu hastalıklı kabadayı tiplemelerini görmek mümkün.
İşin ironik tarafı ise...
Tüm bu yaşananlardan azade, eskiden bizim bir kabadayı anlayışımız ve kültürümüz vardı.
Bileği güçlü , yüreği dürüst, ahlaklı, kanunlara ve insanlara saygılı, güvenilir mert insanlara kabadayı denilirdi.
Adaletsizlik ve haksızlıklara karşı mazlumun yanında olan bu insanlar üstelik sevgi ve saygı görürlerdi.
Günümüzde her şeyin dejenere olduğu gibi 'Kabadayı kültürü'de dejenere oldu.
Ciğeri beş para etmez ahlak yoksunu, hırsız, edepsiz kişiler kabadayılık kisvesi altında toplumu tahakküm altına almış bulunmaktalar.
Devletin gücünü elinde bulunduran bazı bürokratlar ise bunlara paye vermektedirler.
Bu 'Hastalıklı tipler ‘de bundan yararlanarak toplum düzenini ve kanun nizamını bozmaktadırlar.
Ne yazık ki...
Bu insanların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Sonuç olarak...
Ülkenin yönetimini elinde bulunduranlar bu hastalıklı insanlardan ülkemizi bir an önce selamete çıkarmalıdırlar.
Aksi halde...
Bugün bu hastalık halinden menfaatle nenler bir süre sonra bumerang gibi zararı kendilerinde göreceklerdir.
Saygılarımla...