Türk Belediyeciliği’nin Yıldız İsmi Kayseri’nin Efsane Adamı Osman Kavuncu.
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in de ilgisini çekmişti. Adnan Menderes, Osman Kavuncu’yu tüm Türkiye’ye örnek göstermişti.
Osman Kavuncu, 1918’de Kayseri’de, Sadık Efendi Hoca’nın oğlu Murat Efendi ve Akçakayalızade Esat Bey’in kızı Ulviye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Kayseri sevdalısı bu insan doğuştan hasta görünümlüydü. İleride de çelimsiz bir adam olacaktı. Çünkü hiçbir zaman kırk kiloyu aşamamıştı. Adeta yemeyen, içmeyen, uyumayan bir bünyeydi. Günlük neredeyse iki saat uykuyla dururdu. Bütün ömrü boyunca okuyacak ve çalışacaktı….
1950’de ilk defa Kayseri Belediye Reisliği’ne seçildiği zaman, bir çokları, yüzyıllarca el sürülmemiş olan bu şehre bu adam ne yapabilir, diye düşündüler. Bir cüssesiz, doğuştan hasta adam... Ama, adam... Kafasında akıl var, dirayet var, düşünce var... O daracık göğsünde yürek var. O kafa ile yürek ve o kollar Kayseri’nin altını üstüne getirdi. Asfalt caddeler, meydanlar, çarşılar, apartmanlar, blok evler, kooperatifler, fabrikalar, tek başına çalıştığı, Bugünkü Kayseri’ye modern şehir haysiyetini veren ne varsa hepsi onun kafasının, onun gayretinin, onun çalışmasının ve Orta Anadolu ‘da şahsı ile temsil ettiği bütün Türkiye’ye yaygın bir kalkınma hamlesinin eseri...’ *
Onurlu, tarafsız, halktan yana ‘Yerel Medya’nın en iyi temsilcilerinden, Sayın Ali Ünlüer, Ankara’da Başbakanlık Basın-Yayın-Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir toplantıda şunları söylüyor Osman Kavuncu hakkında:
‘Öğretmenler Derneği Başkanıyken, öğretmenlere Ulubaş düdüklü tenceresini götürdüm. Toptan buradan alıp, taksitle arkadaşlara dağıtırdık. Ben o zamanki Belediye Başkanı Osman Kavuncu’yu tanırım. Bu adam, bir geldiğimde, kaldırımda işçilerle beraber kaldırım döşüyordu. Bugün sabahleyin söylenen o geniş caddeler, bu güzel Kayseri, o adamın da eseridir. Ben, onu yad ediyorum. Allah’tan rahmet diliyorum kendisine’.
Ömrünü Kayseri'ye adamış, çelimsizliğine rağmen modern Kayseri'nin temellerini atmış siyasetçi Osman Kavuncu'nun hayat hikayesi; Osman, 1918’de Kayseri’de, Sadık Efendi Hoca’nın oğlu Murat Efendi ve Akçakayalızade Esat Bey’in kızı Ulviye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Lise eğitimini tamamlayana kadar Kayseri’deydi. İlkokula o dönemde Arap harfleriyle eğitim veren üç yıllık ‘’Terakki Mektebi’’nde başladı. 4. sınıfa geçtiğinde ise, İnönü Okulu’na gitti ve ilkokulu burada bitirdi. Ortaokul eğitimi için de önce Kız Ortaokulu’na gitti. Ancak sonra kız ve erkek öğrencilerin ayrılmasıyla eğitimini bugünkü Kayseri Lisesi’nin ortaokul bölümünde tamamladı. Lise eğitimine de burada devam etti.
Kayseri Lisesi’nde lise eğitimini de tamamladıktan sonra geleceğini şekillendirmek için İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’na gitti. Mezun olduğunda çalışmak için Kayseri’ye geri döndü.
Osman, iş hayatına ilk adımı Kayseri Uçak Fabrikası’na Muhasebe Şefi olarak attı. Şef olarak çalıştığı dönem boyunca sadece fabrikanın muhasebesini tutmakla yetinmedi. Beyninin içinde dolaşıp duran fikirlerin muhasebesini de tutmalıydı.
Osman Kavuncu istifasının ardından 4 Eylül 1945’te Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü olduğu Doğruyol Gazetesi’ni çıkarmıştı. Artık siyasi mücadelesine başlamıştı ve özgün fikirleri olan, yenilikçi bir adam olarak tanınmasına ramak kalmıştı. Her haksızlığın karşısında dimdik duruşu ve yılmayışıyla Kayseri basınındaki yerini almıştı.
Gazete, Salı ve Cuma günleri olacak şekilde 79 sayı boyunca haftalık olarak yayınlandı. Özellikle gençlerin ilgisini çekmişti.
Kendisi gazetesini şu sözlerle tanımlıyordu: ‘’Doğruyol ile dilsiz Kayseri dile gelecektir. Doğruyol ile kör Kayseri her şeyi görecektir. Doğruyol ile Kayseri’nin duran kalbi çarpacak ve dimağı işleyecektir. Doğruyol adında ve yolunda yürürken şehirlerine ve büyüklerine güvenecektir’’
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in de ilgisini çekmişti. Adnan Menderes, Osman Kavuncu’yu tüm Türkiye’ye örnek göstermişti.
Osman Kavuncu, 1918’de Kayseri’de, Sadık Efendi Hoca’nın oğlu Murat Efendi ve Akçakayalızade Esat Bey’in kızı Ulviye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Kayseri sevdalısı bu insan doğuştan hasta görünümlüydü. İleride de çelimsiz bir adam olacaktı. Çünkü hiçbir zaman kırk kiloyu aşamamıştı. Adeta yemeyen, içmeyen, uyumayan bir bünyeydi. Günlük neredeyse iki saat uykuyla dururdu. Bütün ömrü boyunca okuyacak ve çalışacaktı….
1950’de ilk defa Kayseri Belediye Reisliği’ne seçildiği zaman, bir çokları, yüzyıllarca el sürülmemiş olan bu şehre bu adam ne yapabilir, diye düşündüler. Bir cüssesiz, doğuştan hasta adam... Ama, adam... Kafasında akıl var, dirayet var, düşünce var... O daracık göğsünde yürek var. O kafa ile yürek ve o kollar Kayseri’nin altını üstüne getirdi. Asfalt caddeler, meydanlar, çarşılar, apartmanlar, blok evler, kooperatifler, fabrikalar, tek başına çalıştığı, Bugünkü Kayseri’ye modern şehir haysiyetini veren ne varsa hepsi onun kafasının, onun gayretinin, onun çalışmasının ve Orta Anadolu ‘da şahsı ile temsil ettiği bütün Türkiye’ye yaygın bir kalkınma hamlesinin eseri...’ *
Onurlu, tarafsız, halktan yana ‘Yerel Medya’nın en iyi temsilcilerinden, Sayın Ali Ünlüer, Ankara’da Başbakanlık Basın-Yayın-Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir toplantıda şunları söylüyor Osman Kavuncu hakkında:
‘Öğretmenler Derneği Başkanıyken, öğretmenlere Ulubaş düdüklü tenceresini götürdüm. Toptan buradan alıp, taksitle arkadaşlara dağıtırdık. Ben o zamanki Belediye Başkanı Osman Kavuncu’yu tanırım. Bu adam, bir geldiğimde, kaldırımda işçilerle beraber kaldırım döşüyordu. Bugün sabahleyin söylenen o geniş caddeler, bu güzel Kayseri, o adamın da eseridir. Ben, onu yad ediyorum. Allah’tan rahmet diliyorum kendisine’.
Ömrünü Kayseri'ye adamış, çelimsizliğine rağmen modern Kayseri'nin temellerini atmış siyasetçi Osman Kavuncu'nun hayat hikayesi; Osman, 1918’de Kayseri’de, Sadık Efendi Hoca’nın oğlu Murat Efendi ve Akçakayalızade Esat Bey’in kızı Ulviye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Lise eğitimini tamamlayana kadar Kayseri’deydi. İlkokula o dönemde Arap harfleriyle eğitim veren üç yıllık ‘’Terakki Mektebi’’nde başladı. 4. sınıfa geçtiğinde ise, İnönü Okulu’na gitti ve ilkokulu burada bitirdi. Ortaokul eğitimi için de önce Kız Ortaokulu’na gitti. Ancak sonra kız ve erkek öğrencilerin ayrılmasıyla eğitimini bugünkü Kayseri Lisesi’nin ortaokul bölümünde tamamladı. Lise eğitimine de burada devam etti.
Kayseri Lisesi’nde lise eğitimini de tamamladıktan sonra geleceğini şekillendirmek için İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’na gitti. Mezun olduğunda çalışmak için Kayseri’ye geri döndü.
Osman, iş hayatına ilk adımı Kayseri Uçak Fabrikası’na Muhasebe Şefi olarak attı. Şef olarak çalıştığı dönem boyunca sadece fabrikanın muhasebesini tutmakla yetinmedi. Beyninin içinde dolaşıp duran fikirlerin muhasebesini de tutmalıydı.
Osman Kavuncu istifasının ardından 4 Eylül 1945’te Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü olduğu Doğruyol Gazetesi’ni çıkarmıştı. Artık siyasi mücadelesine başlamıştı ve özgün fikirleri olan, yenilikçi bir adam olarak tanınmasına ramak kalmıştı. Her haksızlığın karşısında dimdik duruşu ve yılmayışıyla Kayseri basınındaki yerini almıştı.
Gazete, Salı ve Cuma günleri olacak şekilde 79 sayı boyunca haftalık olarak yayınlandı. Özellikle gençlerin ilgisini çekmişti.
Kendisi gazetesini şu sözlerle tanımlıyordu: ‘’Doğruyol ile dilsiz Kayseri dile gelecektir. Doğruyol ile kör Kayseri her şeyi görecektir. Doğruyol ile Kayseri’nin duran kalbi çarpacak ve dimağı işleyecektir. Doğruyol adında ve yolunda yürürken şehirlerine ve büyüklerine güvenecektir’’
Osman Kavuncu ve sanatçı kişiliği
Belediye Başkanlığı dönemleri de dahil, ikindi vakitleri doğruca Eğribucak’taki bağa gider ve dut ağaçlarının altında türküler söylerdi. En sevdiği ve en iyi çalıp söylediği türkü, Gesi Bağları idi.
Türküler üzerine bir de hayali vardı: Kayseri Türkülerini tüm yurda öğretmek. Bir gün bu hayali de gerçek olacaktı.
Osman Kavuncu, Anadolu turnesine çıkan Muzaffer Sarısözen ile tanıştı bir gün tesadüfen. Onunla bir ayrı ilgilenmişti turnenin Kayseri ayağında. Fikrini Muzaffer Sarısözen’e söylediğinde onun da ilgisini çekmişti.
Sonunda radyonun ‘’Yurttan Sesler’’ programını yöneten Muzaffer Sarısözen, Kayseri Türkülerini radyo repertuarına almıştı. Artık radyoyu açan herkesin kulağına Kayseri türküleri ile dolacaktı.
3 Eylül 1950 yerel seçimlerinde Demokrat Parti kazandı. Bu dönemin seçim sistemine göre belediye meclisi içinden
iki isim aday olacaktı ve bu isimler Osman Kavuncu ve Av. Enver Aktan idi. Yapılan oylama sonucunda Osman Kavuncu Belediye Başkanı seçildi.
9 Eylül 1950 – 7 Şubat 1954 ve 7 Şubat 1954 – 17 Eylül 1957 arası olmak üzere iki dönem boyunca Kayseri Belediye Başkanı olarak görevini sürdürecekti.
Türküler üzerine bir de hayali vardı: Kayseri Türkülerini tüm yurda öğretmek. Bir gün bu hayali de gerçek olacaktı.
Osman Kavuncu, Anadolu turnesine çıkan Muzaffer Sarısözen ile tanıştı bir gün tesadüfen. Onunla bir ayrı ilgilenmişti turnenin Kayseri ayağında. Fikrini Muzaffer Sarısözen’e söylediğinde onun da ilgisini çekmişti.
Sonunda radyonun ‘’Yurttan Sesler’’ programını yöneten Muzaffer Sarısözen, Kayseri Türkülerini radyo repertuarına almıştı. Artık radyoyu açan herkesin kulağına Kayseri türküleri ile dolacaktı.
3 Eylül 1950 yerel seçimlerinde Demokrat Parti kazandı. Bu dönemin seçim sistemine göre belediye meclisi içinden
iki isim aday olacaktı ve bu isimler Osman Kavuncu ve Av. Enver Aktan idi. Yapılan oylama sonucunda Osman Kavuncu Belediye Başkanı seçildi.
9 Eylül 1950 – 7 Şubat 1954 ve 7 Şubat 1954 – 17 Eylül 1957 arası olmak üzere iki dönem boyunca Kayseri Belediye Başkanı olarak görevini sürdürecekti.
Belediye Başkanı Osman Kavuncu dönemi
Osman Kavuncu, Belediye Başkanı seçilmişti. Ancak bir kesime göre bu çelimsiz adam başkanlık işinin altından kalkamayacaktı. Şehrin gelişmeye ve yeni günler görmeye ihtiyacı vardı. Bu cüssesiz adamdan bunları yapmasını bekleyemiyorlardı.
Osman Kavuncu, iki dönem boyunca kazanmış olduğu Belediye Başkanlığı’na başladığında, belediyenin bir milyon lira bütçesi vardı ve o, aynı yıl dolmadan bu bütçeyi 14 milyon liraya çıkardı.
Caddeler, meydanlar, yollar boyu uzanan sokaklar, kooperatifler, fabrikalar… Bugünün Kayseri’sinde modern yaşam hissiyatını uyandıran ne varsa, hepsi onun o güzel beyninin eseriydi. Hatta bu işlerin yapımında bizzat fiziksel gücünü de kullanarak çalışanlara yardım ediyordu.
Geliştirdiği faaliyetlerle sadece Kayseri’nin göz bebeği olmakla kalmamış, dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in de ilgisini çekmişti. Adnan Menderes, Osman Kavuncu’yu tüm Türkiye’ye örnek göstermişti.
Osman Kavuncu, Belediye Başkanlığı döneminde birçok proje hayata geçirmişti. İlk işi, bugünkü adı ''Osman Kavuncu'' ve ''Sivas Caddesi'' olan meşhur iki caddeyle birlikte birçok cadde ve sokağın yapımı için istimlak çalışmalarını başlattı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın talimatı ile bir milyon lira kredi temin edildi be 1500 adet dükkan, her biri 4500 lira olmak üzere kooperatif üyelerine mal edildi. Bu dükkanlar ileride büyük ticarethanelere dönüşecekti.
Yine Osman Kavuncu döneminde Cumhuriyet Mahallesi’nin büyük bir kısmı bugün ki iş yerlerine dönüştürüldü. Her şey bir çarklının dişleri gibi işliyordu. Bu mahallede yaşayan insanlar belediyenin yaptırdığı evlere, Sahabiye Mahallesi’ne yerleştirildi. Kayseri, giderek gelişiyordu.
Merkez ve Halk Bankaları’nın olduğu binaların alanı istimlak edildi ve bankalar yeni binalarına geçiş yapmış oldu. Bundan başka Kayseri’ye yakışmadığı düşünülen ve değiştirilmek istenen bir yer daha vardı; Şekerciler Çarşısı. Bu çarşı da böylece yıkılacaktı.
Osman Kavuncu, halkın istekleri doğrultusunda ve kendi ilkeleriyle dur durak bilmeden çalışıyordu. Şehir Mezarlığı’nı da yaptırdıktan sonra en önemli sorun içme suyuydu.
Osman Kavuncu göreve başladığında şehrin su ihtiyacı yedi ayrı bölgeden sağlanıyordu ve düzensizdi. Kara Avgın denilen üstü açık kanallarla şehre taşınan su, pörhenklerle çeşmelere dağıtılıyordu. Pörhenklerin tıkanması durumunda bu sorun talaşla çözülüyordu.
Bu düzensiz gidişatı bir hale yola koymak isteyen Osman Bey, Gültepe’de bir su deposu yaptırdı ve açılışı Başbakan Adnan Menderes yaptı. Bundan sonra su, kaynağından bu depoya kapalı borularla getirilecekti.
Sudan sonra ikinci en önemli eksik, elektrik ihtiyacıydı. Kayseri’nin elektrik ihtiyacı, 1929’de Bünyan’da 90 metre yükseklikte Sarımsaklı Şelalesi üzerine kurulu 1200 litre saniyelik santralden karşılanıyordu. Ancak bu yetmiyordu ve halk şikâyetçiydi.
Bunun yanında yenilenen şehir, gelişen sanayi yeni ihtiyaçlar doğuruyordu ve bunların hepsinin yolu elektrik santrallerini de genişletmekten geçiyordu. Bu sebeple Osman Kavuncu, 1954’te Bünyan Santrali’ni genişletmek için Sızır Suyundan yararlanmayı düşünmüş ve Sızır Hidro – Elektrik Santrali projesini hazırlatmıştır. Ancak 7 yıl sürecek bu projenin açılışı 1961’de o dönemin Valisi ve Belediye Başkanı Sedat Tolga’ya kısmet olacaktı.
Şehrimizin düşünce akil kişiliği ile bilenen Akbıyık Tekstil iş yeri sahibi İrfan Akbıyık,” Yenilikçi düşüncesiyle ''Erciyes Telesiyej Tesisleri'' de yine bu dönemde yaptırıldı ve ilk kez de at yarışlarını şehrimizde yapılmasıydı… Osman Kavuncu şehirleşmeye damgasını vuran adam olarak bilinirken 1954’te karasinekler şehri istila etti, insanları rahatsız ediyordu.
Osman Bey, belediye bütçesinden karasinekle mücadele için 30 bin lira ayırdı ve halktan kilosu 30 liraya getirdiği sinekleri aldı. Sonra da sinekleri Sultan hamamında yakılarak imha edildi. Bu Osman Bey’in şehri konusunda yaptığı hizmetler arasında en ilginç olanı da buydu.
Osman Kavuncu, kalbi güzel bir adamdı. Şehri güzelleştirirken içinde yaşayan insanları unutmazdı. Kursaklarından geçecek lokmadan, evde yanacak sobaya kadar her şeyi düşünürdü. Mahallelerin yoksul evlerini tespit etmek için muhtarları görevlendirmişti. Zabıta araçları ile bu evlere ihtiyaçları dağıtılırdı.”
Osman Kavuncu mecliste
İki dönem süren Belediye Başkanlığı görevinden sonra Osman Bey, 1957 dönemi seçimlerinde Demokrat Parti listesinden Kayseri Milletvekili olarak meclise girdi. Kayseri için temelleri atmıştı. Artık ufkuna başka bir koltuktan da ışık tutabilirdi. Beyninde gelişen fikirlerle birlikte önce Kayseri, sonra da tüm ülke gelişmeliydi.
1960 Darbesi ve Osman Kavuncu
Osman Kavuncu, Adnan Menderes ve diğer Demokrat Parti üyeleriyle birlikte 1960 Askeri Harekatı’nda Yassıada’da yargılananlar arasındaydı. 7 yıl hapis ile cezalandırıldı ve Kayseri Cezaevi’ne gönderildi.
Osman Kavuncu’nun acı dolu günleri başlamıştı. İkinci perdede hayat onun için daha kısa ve zorlu geçecekti. O güne dek zaten çelimsiz vücuduyla hastalıklı bir hayat sürmüştü. Cezaevi koşullarında yaşayacak bir bünyesi yoktu. Sağlığı iyice bozulmuştu. Bu nedenle 2 Ekim 1962’de tahliye edildi.
Osman Kavuncu’nun acı dolu günleri başlamıştı. İkinci perdede hayat onun için daha kısa ve zorlu geçecekti. O güne dek zaten çelimsiz vücuduyla hastalıklı bir hayat sürmüştü. Cezaevi koşullarında yaşayacak bir bünyesi yoktu. Sağlığı iyice bozulmuştu. Bu nedenle 2 Ekim 1962’de tahliye edildi.
Osman Kavuncu ölümü
Cezaevinden miras hastalığı bir daha yakasından hiç düşmedi. Artarak çoğalıyor, bünyesini iyice güçsüzleştiriyordu. O güzellikler dolu kafayı taşıyan 1918 doğumlu Osman Kavuncunun bedeni en fazla 11 Kasım 1966’ya kadar dayanabilmişti. Nice güzellikleri önce kalbine, sonra da beynine özenle yerleştirmişti Osman Kavuncu. Baktığında güven vermeyen çelimsiz bedenine inat yaşadı o hayatını. İşte bundandır ki, tüm Kayseri onu hep çok sevdi.
Çünkü o, Kayseri’ye yeni bir hayat ve o hayatı kolaylaştıracak imkanları verdi. Ne kadar sevseler, ardı sıra ne kadar dua etseler az elbet.
Çünkü o, kendi hayatından çalıp, memleketine verdi. Hiç evlenmedi. Hatta ona neden hiç evlenmedin diye sorduklarında Belediye’yle evlendim ben diyordu. Onun kalbini belli ki memleket sevdası doldurmuştu.
Yaptığın tüm güzellikler için, Beyninden hep doğruyu, kalbinden hep güzeli geçirdiğin için, Minnetle anıyoruz Allah’tan rahmet diliyoruz
Çünkü o, Kayseri’ye yeni bir hayat ve o hayatı kolaylaştıracak imkanları verdi. Ne kadar sevseler, ardı sıra ne kadar dua etseler az elbet.
Çünkü o, kendi hayatından çalıp, memleketine verdi. Hiç evlenmedi. Hatta ona neden hiç evlenmedin diye sorduklarında Belediye’yle evlendim ben diyordu. Onun kalbini belli ki memleket sevdası doldurmuştu.
Yaptığın tüm güzellikler için, Beyninden hep doğruyu, kalbinden hep güzeli geçirdiğin için, Minnetle anıyoruz Allah’tan rahmet diliyoruz