Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) için son düzlüğe girdik. Milyonlarca gencin heyecanla beklediği bir anlamda hayatlarının kalanına yön verecek olan bu sınav yanında elbette büyük bir stres getiriyor. Sadece sınava girecek olan öğrenciyi değil ailesini de bu stres etkiliyor. Bu nedenle ülkenin önemli gündem maddelerinden biri olması son derece normal.
Başvuruların 4 Şubat’ta başladığı bu süreç 26 ve 27 Haziran tarihlerinde yapılacak iki oturumluk sınav takvimi ile noktalanmış olacak. Sınava ülke genelinde 3 milyon 250 bin kişi girecek. Öğrencilerin bu sınavda alacağı puanlar hem eğitim hayatlarına hem de hayatlarına etki edecek. Yaklaşık 10 gün sonra yapılacak olan bu sınavlar için bu süreçte milyonlarca öğrenci ve ailesi adeta bu sınav ile yatıp bu sınav ile kalkacak. Öte yandan, sınav sonuçları ise 4 Ağustos’ta açıklanacak. Yani tüm emeklerin karşılığının alınacağı tarih bu!
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Bu sınava giren iki çocuğu olan biri olarak yeteri kadar tecrübeli olduğumu söyleyebilirim. Öncelikle şunun altını çizelim. Bu sınavda başarısız olmak hayatın sonu değil. Zira telafisi var. Bir yıl sonra yeniden sınava girerek istediği puanı alabilirler. Bir diğer konu ise bu sınavın sizi hedeflerinize taşıyan bir araç olduğunu unutmayın. Son 10 gün kaldığı gibi çalışma metodiğinden söz etmek elbette yersiz olur.
Bu sınavda öğrencilerin en sevdikleri dersin sorularından başlaması uzmanların önerdiği en önemli konu. Zira insan beyni kolaydan sora doğru çalışmayı sever. Bildiği ve nispeten kolay olan soru cevaplamak özgüveni yerine getirecektir. Şu unutulmamalı kendinize duyacağınız güven sınava bir adım önde girmenizi sağlayacaktır. Bunun yanında yapılan kolay sorular ile oluşacak özgüven ile birlikte sınavın devamı daha sağlıklı geçecektir.
Uzun süre bir soruya odaklanmanın doğru olmadığı artık bilinen bir nokta. Bu hatadan uzak durulması, dikkat dağınıklığı durumlarında küçük aralar ile yeniden toparlanma sağlanmalıdır. Öğrenci kadar en az ailelere de burada görev düşüyor. Çocukları bu sınavın hayatın tek gerçeği gibi yönlendirmesi stresini arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Sınava girecek olan öğrenciyi rahatlatmak, gerektiği şekilde sınava önem vermesini bağlamak ailelerin başlıca hedefi olmalı.
Çocuklardan beklentileri yüksek tutmamak ise sınav sonunda ailelerin yaşayacağı hayâl kırıklığının önüne geçecek. 3 Milyonu aşkın öğrencinin Yüksek Öğretim Kurumları’na girebilmek için ter dökeceği bu sınavda şimdiden tüm öğrencilere başarılar diliyorum. Allah herkesin gönlüne göre versin.
Bir kez daha altını çizelim, stres yüklü görünen bu sınav hayatın tek gerçeği değil. Sadece sizi hedefinize götürecek bir basamak. Bu yıl olmazsa tekrarı var. Daha çok çalışma ile bir yıl sonra yine şansınızı deneyebilirsiniz.