Ölüm güzel şey budur perde ardından haber, hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber! N.F.K
Allah (c.c) ile kulu arasında yaşananları kimse bilmez, bilemez de!.
Bir insanın günahına şahit olmuş olsak dahi, tövbesine şahit olmadığımız için onu işlemiş olduğu günahı ile yargılayamayız! Kimse kınadığını yaşamadan ölmez. Hiç bilinmez bazen ufacık bir sevap cennete, hiç sayılan bir günah ise cehenneme götüre bilir insanı.
“Günahlarından samimi olarak tövbe eden kişi, hiç günah işlememiş gibidir.” Hadis (İbn-i Mâce," Zühd", 30)
Günümüzde kalpleri o kadar kararmış insanlar var ki, fani âlemden, baki âleme göç etmiş bir kişiye bile kin kusabiliyor, hem de hiç üzerine vazife olmadığı, onu ilgilendirmediği halde! Biz elhamdülillah Müslümanız bizim kalbimiz bu kadar kötü olamaz, olmamalı da!
Bir insanın özü ne ise sözü de o olmalı… Ya olduğu gibi görünmeli, ya göründüğü gibi olmalıdır.
Yargılamak, kin kusmak, nefret söylemi yapmak, öfke ne kolay geliyor insana değil mi?
Sevmek, anlayış göstermek, empati yapmak ise zor geliyor hepimize… Çünkü bunlar emek istiyor.
Dini, dili, ırkı, siyasi görüşünün ne önemi var ki? Yaratılanı yaratanından ötürü sevmeliyiz biz…
Ayrıştırıcı, ötekileştirici olmak yerine, birleştirici çözüm odaklı olmaktır esas olanı!
Kalpleri yalnızca Allah bilir ve herkesin kalbine göre verir. Ben açıkçası bir kalbi, kırmaktan imtina ederim.Çünkü
'Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin, bilseydin ödün kopardı; Dokunamazdın...'
Hz. Mevlana’nın bu sözünden içim ürperir.
Beni yaratanın yarattığını nasıl üzerim, onu nasıl kırarım.
Ya kırdığım kalp beni Allah’a şikâyet ederse ben bunun akıbetinden korkarım.
Günümüzde böyle düşünen insan sayısı her geçen gün azalmış olsa da, biz bunu böyle düşünmekten vazgeçmeyeceğiz. Ve o insanlara biz iyiliğimiz ile örnek olacağız.
Birine bir kötülük yaptığı zaman vicdanen huzursuzluk duymayan, yüreği sızlamayan, ben bunu buna neden (nasıl) yaptım sorusunu kendisine sormayan insanın, bana göre kalbi taşlaşmıştır.
Sana hakkımı helal etmiyorum sözü; Allah muhafaza ne kadar ürpertici ve korkutucudur!
Zira efendimiz (s.a.v.); "Dilleriyle insanları kıranları, ibadetleri temizleyemez." Buyurmuşlardır.
Kişinin ibadeti sadece kendisini bağlar, karşı tarafa yaptığı zulüm, haksızlık vs. gibi durumlar ise kul hakkına girer ve ondan helallik alması şart olur.
Allah kendisine inanan ve kulluk eden tüm kullarına her zaman rahmeti ve merhameti ile muamele eder. Allah için her kulu eşittir, aynıdır. Kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur.
Bu dünya gelip geçicidir, bugün gördüğümüzü yarın göremediğimiz bir dünya için bu kadar kötü olmaya değer mi? Saygıyla
Günün Sözü; Sabret, beklediğin 'rahmet' hoşlanmadığın zahmette saklı olabilir...