Üzülme der! Mevlana ve devam eder; Kaybettiğin her şey başka surette sana geri döner.
Zaman zaman hayatımızdaki insanlarda tıpkı mevsim geçişlerinde yaprakların döküldüğü gibi bir bir hayatımızdan eksilmeye başlarlar. Her insanın bir diğer insanın hayatında belirli bir süre kalma zamanı vardır. O zamanı tamamladıktan sonra kimse kimsenin hayatında kalamıyor…
Aslında biz buna bir nevi gönül ağacımızı sallamak ve sararan yaprakları dökmekte diyebiliriz. Bir zaman sonra evimizde, iş yerimizde, okulumuzda, çevremizde sadelik isteriz, kalabalığı kafamız götürmez. İnsan insanı yorar mı derseniz evet yorar. İnsan insanı gereksiz kalabalıksa yorar.
Değer veriyorsan değer görmelisin. Aksi aptallıktır… (Alıntı)
Evimizde olan fazla eşyalardan başlayarak hayatımızı sadeleştirmeye başlarız.
Giden her kim olursa olsun o kişinin yerini hiç zaman kaybetmeden biri hemen dolduruverir.
Yani hayatımızda aslında hiç kimse bizim için vazgeçilmez değildir.
Bazen onca kalabalık vardır etrafımızda ama bizi gerçekten seven ve gerçek dostumuz olan insanların sayısı bir elin parmaklarını dahi geçmeyecek kadar azdır.
Onun için bizler evimizde, arabamızda, iş yerimizde yapmış olduğumuz temizlik gibi hayatımızda da gereksiz olan ve bizi yoran insanları da temizleyerek rahat bir nefes almamızı sağlayabiliriz.
Evde olan fazla eşya temizlik yaparken bizi yorar, onun için evlerimizde az eşya tercih edersek daha az yoruluruz. İnanın hayatınızdaki insanların çokluğu da bizi tıpkı o eşyaların yorduğu kadar yorar. Onun için bizi yoran, yıpratan kimse varsa yol vermek en doğru tercih olacaktır.
Etrafımda çok insan olmasın, etrafımdakiler insan olsun yeter!
Ben dostum ve arkadaşım dediğim insanla içtiğim ne bir fincan kahveyi, ne de hayatıma giren hiçbir insanı ziyan etmedim. Kimi kıskançlık etti gitti, kimi çekemedi gitti, kimi hazmedemedi gitti, kimi sevmediği için gitti, kimi çamur atarak gitti. Hepsine eyvallah dedim, gidene de asla dur demedim, dememde… Onun benim hayatımdaki rolü bitmiştir.
Çünkü beni gerçekten seven insan, beni bırakıp gitmez üzüntümde, mutluluğumda her zaman benim yanımda olur diye düşünürüm.
Hani filmlerde ve dizilerde de görürüz rolü biten oyuncuyu ya öldürüp çıkarırlar, yâda bir yurt dışı seyahati çıkar ve o kişinin rolü biter diziden, filmden çıkarılır. Hayatta aynı öyledir. Düşünsenize her şey bir gün bitmek için başlar, hayat bile!
Bende hayat denen bu oyun sahnesinde benim hayatımda rolünü tamamlayana elveda diyerek uğurlamaktan hiç gocunmam, onun benim hayatımdaki rolü dolmuşsa yapacak bir şey yok o yaprak dökülecek, gerçek dostlar yanımda kalanlar olacak ki bende dostumu düşmanımı ayırt edebileyim.
Hayatımızda ne kadar az insan olursa o kadar huzurlu olacağımıza inanıyorum. Saygıyla!
Zaman zaman hayatımızdaki insanlarda tıpkı mevsim geçişlerinde yaprakların döküldüğü gibi bir bir hayatımızdan eksilmeye başlarlar. Her insanın bir diğer insanın hayatında belirli bir süre kalma zamanı vardır. O zamanı tamamladıktan sonra kimse kimsenin hayatında kalamıyor…
Aslında biz buna bir nevi gönül ağacımızı sallamak ve sararan yaprakları dökmekte diyebiliriz. Bir zaman sonra evimizde, iş yerimizde, okulumuzda, çevremizde sadelik isteriz, kalabalığı kafamız götürmez. İnsan insanı yorar mı derseniz evet yorar. İnsan insanı gereksiz kalabalıksa yorar.
Değer veriyorsan değer görmelisin. Aksi aptallıktır… (Alıntı)
Evimizde olan fazla eşyalardan başlayarak hayatımızı sadeleştirmeye başlarız.
Giden her kim olursa olsun o kişinin yerini hiç zaman kaybetmeden biri hemen dolduruverir.
Yani hayatımızda aslında hiç kimse bizim için vazgeçilmez değildir.
Bazen onca kalabalık vardır etrafımızda ama bizi gerçekten seven ve gerçek dostumuz olan insanların sayısı bir elin parmaklarını dahi geçmeyecek kadar azdır.
Onun için bizler evimizde, arabamızda, iş yerimizde yapmış olduğumuz temizlik gibi hayatımızda da gereksiz olan ve bizi yoran insanları da temizleyerek rahat bir nefes almamızı sağlayabiliriz.
Evde olan fazla eşya temizlik yaparken bizi yorar, onun için evlerimizde az eşya tercih edersek daha az yoruluruz. İnanın hayatınızdaki insanların çokluğu da bizi tıpkı o eşyaların yorduğu kadar yorar. Onun için bizi yoran, yıpratan kimse varsa yol vermek en doğru tercih olacaktır.
Etrafımda çok insan olmasın, etrafımdakiler insan olsun yeter!
Ben dostum ve arkadaşım dediğim insanla içtiğim ne bir fincan kahveyi, ne de hayatıma giren hiçbir insanı ziyan etmedim. Kimi kıskançlık etti gitti, kimi çekemedi gitti, kimi hazmedemedi gitti, kimi sevmediği için gitti, kimi çamur atarak gitti. Hepsine eyvallah dedim, gidene de asla dur demedim, dememde… Onun benim hayatımdaki rolü bitmiştir.
Çünkü beni gerçekten seven insan, beni bırakıp gitmez üzüntümde, mutluluğumda her zaman benim yanımda olur diye düşünürüm.
Hani filmlerde ve dizilerde de görürüz rolü biten oyuncuyu ya öldürüp çıkarırlar, yâda bir yurt dışı seyahati çıkar ve o kişinin rolü biter diziden, filmden çıkarılır. Hayatta aynı öyledir. Düşünsenize her şey bir gün bitmek için başlar, hayat bile!
Bende hayat denen bu oyun sahnesinde benim hayatımda rolünü tamamlayana elveda diyerek uğurlamaktan hiç gocunmam, onun benim hayatımdaki rolü dolmuşsa yapacak bir şey yok o yaprak dökülecek, gerçek dostlar yanımda kalanlar olacak ki bende dostumu düşmanımı ayırt edebileyim.
Hayatımızda ne kadar az insan olursa o kadar huzurlu olacağımıza inanıyorum. Saygıyla!