Hes Kablo Kayseripor’da Dan Petrescu’nun ilk galibiyetini alması ile birlikte, maç fazlasıyla da olsa temsilcimiz küme düşme hattının dışına çıkmış durumda. Şimdi sırada Fenerbahçe gibi zorlu bir rakip var. Umutların tavan yaptığı bu haftalarda İstanbul’da alınacak puan veya puanlar tam manasıyla ballı kaymak tatlısı olur.
Dan Petrescu’nun takıma yaptığı katkı her geçen hafta biraz daha ortaya çıkıyor. Gaziantep deplasmanında alınan talihsiz yenilginin ardından, Başakşehir galibiyeti ile kadro yapılanmasında doğruyu bulduğunu net olarak gördük. Fernandes konusunda ısrar etmemesi Petrescu için artı olarak yorumlanabilir.
Sistem olarak macera aramak istemiyor Rumen çalıştırıcı. Türk futbolunun son dönemde geçer akçesi olan 4-2-3-1 sisteminden vazgeçmiyor. Ama Başakşehir maçında şunu gördük. Takım savunmadayken evet takım 4—2-3-1 oluyor ama hücuma geçtiğinde şablon hızlı bir şekilde değişiyor. Hücum hattında takım biranda 4-3-3 sistemine geçiş yapıyor ki bu durumda takımın hücum gücünü arttırıyor.
Yine Rumen çalıştırıcının takıma kazandırdığı en önemli özellik, takım olma kabiliyeti. Oyunu daha kısa alanda oynuyor ve mesafeler bırakmaktan uzak duruyor. Bu sayede ligin en iyi pas yapan takımı olan Başakşehir’e neredeyse tek bir gol pozisyonu bile vermediler. Petrescu öncesinde en büyük sorun takımın tam manasıyla bir iskelete sahip olamamasıydı. Her hafta farklı mevkilerde farklı oyuncular izlemek zorunda kaldık. Ama şimdi kadro istikrarı da sağlandı.
Tüm bu gelişmeleri üst üste koyarsak bizi iyi günler bekliyor. Yönetimin transferde atacağı adımlar yerini bulursa, bundan sonrası bahar.
Ama şunu da aklımızdan çıkarmadan: Henüz iş bitmedi, rehavete kapılmadan mücadeleye, desteğe ve takımı sevmeye devam.
Dan Petrescu’nun takıma yaptığı katkı her geçen hafta biraz daha ortaya çıkıyor. Gaziantep deplasmanında alınan talihsiz yenilginin ardından, Başakşehir galibiyeti ile kadro yapılanmasında doğruyu bulduğunu net olarak gördük. Fernandes konusunda ısrar etmemesi Petrescu için artı olarak yorumlanabilir.
Sistem olarak macera aramak istemiyor Rumen çalıştırıcı. Türk futbolunun son dönemde geçer akçesi olan 4-2-3-1 sisteminden vazgeçmiyor. Ama Başakşehir maçında şunu gördük. Takım savunmadayken evet takım 4—2-3-1 oluyor ama hücuma geçtiğinde şablon hızlı bir şekilde değişiyor. Hücum hattında takım biranda 4-3-3 sistemine geçiş yapıyor ki bu durumda takımın hücum gücünü arttırıyor.
Yine Rumen çalıştırıcının takıma kazandırdığı en önemli özellik, takım olma kabiliyeti. Oyunu daha kısa alanda oynuyor ve mesafeler bırakmaktan uzak duruyor. Bu sayede ligin en iyi pas yapan takımı olan Başakşehir’e neredeyse tek bir gol pozisyonu bile vermediler. Petrescu öncesinde en büyük sorun takımın tam manasıyla bir iskelete sahip olamamasıydı. Her hafta farklı mevkilerde farklı oyuncular izlemek zorunda kaldık. Ama şimdi kadro istikrarı da sağlandı.
Tüm bu gelişmeleri üst üste koyarsak bizi iyi günler bekliyor. Yönetimin transferde atacağı adımlar yerini bulursa, bundan sonrası bahar.
Ama şunu da aklımızdan çıkarmadan: Henüz iş bitmedi, rehavete kapılmadan mücadeleye, desteğe ve takımı sevmeye devam.