İnsan ömrü kelebek misali! Bir varsın, bir yoksun…
Bu hafta Pazartesi günü yazdan çalınmış bir gün hâkimdi, etraf cıvıl cıvıl kuş sesleri ile çınlarken, piknik yapsan yapılacak bir hava vardı.
Yine aynı haftanın çok değil hemen ertesi Salı günü ise güne bembeyaz bir rahmetle uyandık. Dışarısı buz gibiydi ama o beyaz rahmet bütün kirlerin üzerine beyaz örtüsünü kaplamıştı ve mis gibi bir hava söz konusuydu.
Bakın insanın ömrü de tıpkı mevsimler gibidir.
İnsanın çocukluk dönemi bahar mevsimidir.
Gençliği ise en güzel zamanı yaz mevsimidir.
Orta yaş sonbahar kışa adım adım yaklaşma mevsimidir.
Ve yaşlılık artık ömrün son demine adım adım yaklaşması tıpkı kış mevsimi gibi…
Ömür de her insana bu dört mevsimi yaşatır.
Buradan çıkarılacak sonuç ise nedir biliyor musunuz?
Hiç birimiz ne bulunduğumuz konumumuza, ne edindiğimiz servetimize, ne de göz kamaştıran güzelliğimize güvenmemeliyiz. Her şey anlıktır. Allah’ın her şeyi yapmaya gücü yeter. Hayatta hiçbir yaşanan olay başımıza boş yere gelmiyor. Hepsinin illa ki bir sebebi vardır. Hayır, bildiklerimiz şer olabilirken, şer bildiklerimizde hayır saklanmıştır, bilemeyiz.
Dünyalar güzeli olsan da o güzelliği yok etmeye bir sivilce yeter.
Dünyanın en zengini olsan da onu yok etmeye de bir kıvılcım yeter.
Her şeyin geçici olduğunun bilinciyle hareket etmek gerekiyor.
Bazen bir kelebeğin ömrü kadardır hayat. Ne kırmaya gelir, Ne de kırılmaya... Hz. Mevlana
Zaman tıpkı bir kar tanesi gibi sessizce eriyip gidiyor avuçlarımızdan.
Ve bizler yaşadıklarımız kadar yaşayamadıklarımızla da var oluyoruz bu hayatta...
Dünyanın gösterişli halleri, yapmacık çıkarcı insanları çekmiyor dikkatimi.
Bana bir parça, yüreği güzel, samimi insan lazım. Maksim Gorki
Hayatımızdaki karşımıza çıkan insanlar bizi Allah’a yaklaştırıyor ise imtihan, uzaklaştırıyor ise cezadır. Naif insan kırgınlığını bakın nasıl dile getiriyor.
Üzdün diyememiş de Neşet Ertaş; Yazımı kışa çevirdin demiş.
Üzmek kırmak kolaydır, telafi etmek, onarmak zordur.
Bugün olup, yarın olamayacağımız bir dünya da, iyilik varken, kötülük yapmak ta neyin nesi…
Dünya bir gündür oda bugündür, kıymetini bilmek gerekir… Saygıyla…
Bu hafta Pazartesi günü yazdan çalınmış bir gün hâkimdi, etraf cıvıl cıvıl kuş sesleri ile çınlarken, piknik yapsan yapılacak bir hava vardı.
Yine aynı haftanın çok değil hemen ertesi Salı günü ise güne bembeyaz bir rahmetle uyandık. Dışarısı buz gibiydi ama o beyaz rahmet bütün kirlerin üzerine beyaz örtüsünü kaplamıştı ve mis gibi bir hava söz konusuydu.
Bakın insanın ömrü de tıpkı mevsimler gibidir.
İnsanın çocukluk dönemi bahar mevsimidir.
Gençliği ise en güzel zamanı yaz mevsimidir.
Orta yaş sonbahar kışa adım adım yaklaşma mevsimidir.
Ve yaşlılık artık ömrün son demine adım adım yaklaşması tıpkı kış mevsimi gibi…
Ömür de her insana bu dört mevsimi yaşatır.
Buradan çıkarılacak sonuç ise nedir biliyor musunuz?
Hiç birimiz ne bulunduğumuz konumumuza, ne edindiğimiz servetimize, ne de göz kamaştıran güzelliğimize güvenmemeliyiz. Her şey anlıktır. Allah’ın her şeyi yapmaya gücü yeter. Hayatta hiçbir yaşanan olay başımıza boş yere gelmiyor. Hepsinin illa ki bir sebebi vardır. Hayır, bildiklerimiz şer olabilirken, şer bildiklerimizde hayır saklanmıştır, bilemeyiz.
Dünyalar güzeli olsan da o güzelliği yok etmeye bir sivilce yeter.
Dünyanın en zengini olsan da onu yok etmeye de bir kıvılcım yeter.
Her şeyin geçici olduğunun bilinciyle hareket etmek gerekiyor.
Bazen bir kelebeğin ömrü kadardır hayat. Ne kırmaya gelir, Ne de kırılmaya... Hz. Mevlana
Zaman tıpkı bir kar tanesi gibi sessizce eriyip gidiyor avuçlarımızdan.
Ve bizler yaşadıklarımız kadar yaşayamadıklarımızla da var oluyoruz bu hayatta...
Dünyanın gösterişli halleri, yapmacık çıkarcı insanları çekmiyor dikkatimi.
Bana bir parça, yüreği güzel, samimi insan lazım. Maksim Gorki
Hayatımızdaki karşımıza çıkan insanlar bizi Allah’a yaklaştırıyor ise imtihan, uzaklaştırıyor ise cezadır. Naif insan kırgınlığını bakın nasıl dile getiriyor.
Üzdün diyememiş de Neşet Ertaş; Yazımı kışa çevirdin demiş.
Üzmek kırmak kolaydır, telafi etmek, onarmak zordur.
Bugün olup, yarın olamayacağımız bir dünya da, iyilik varken, kötülük yapmak ta neyin nesi…
Dünya bir gündür oda bugündür, kıymetini bilmek gerekir… Saygıyla…