Türk Dil Kurumu sözlüğünde namus iki farklı şekilde açıklanmıştır. Birincisi "bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet" anlamına gelmekte; ikincisi ise "dürüstlük ve doğruluk" anlamını taşımaktadır.
Namus, birçok ülkede iyi ahlaklılık, bütünlük, doğruluk, dürüstlük ve olumlu davranışlar olarak ele alınan, bazı kültürlerde cinsel ahlakla ilişkilendirilen bir kavramdır.
Namus kadın için neyse erkek içinde odur.
Namus konusunda kadın için yasaklananlar erkek için serbest mi bırakıldı? Yok, öyle bir dünya!
Böyle bir saçmalık olmaz, olamaz da! Namusun kadını erkeği, yaşlısı genci, zengini fakiri olmaz.
Namus herkes için aynı anlamı ifade edecek kadar değerli bir kavramdır.
Namus insanlar için bu kadar önemli bir kavram olmasaydı uğruna onca cinayetler işlenir miydi?
Geçtiğimiz haftalarda kadın cinayetleri ile ilgili konulardan laf açıldı bir sohbet ortamında.
Namus uğruna işlenen cinayetlerden konuşulurken ortamda bulunan evli ve çoluk çocuk sahibi bir şahıs ‘’ Toplumda erkek yapar adı çapkınlık olur. Kadın yapınca kınanır, kötü kadın olarak anılır’’ şeklinde bir ifade kullandı. Ve devam etti çok kaba bir tabir olacak, yazamaya dahi elim varmıyor, ama bu şahsın kullandığı ifadeyi tam anlamıyla sizlerle paylaşmak istiyorum. ‘’Ben bir kadının peşinden koşup, onunla bir ilişki yaşamaya başlasam, bu olay da duyulsa, kimse bana suç bulmaz, kadın kuyruk sallamasa, erkek peşinde dolaşmaz derler’’ dedi. Yani evli bir erkek çapkınlık yapmak için yola çıkar, duyulunca kadın suçlu olur bunu mu demek istiyordu? Tekrar böyle kaba bir ifadeyi sizlerle paylaştığım için özür dilerim. Bence bu şahıs kendi yaptığı uygunsuz davranışlara aklınca böyle bir kılıf uydurmaya çalışıyordu.
Oysa bu durumu Frida Kahlo ne güzel özetlemişti; Ahlak ve namus deyince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur.
Bu düşünce de olan insanlar yüzünden, onca masum kadın ne yazık ki kadın cinayetlerine kurban ediliyor. Şu zihniyete bakar mısınız? Erkek yapar elinin kiri, kadın yapınca kuyruk salladı olur.
Bu konuşma da kadını ne kadar basite alan bir konuşma tarzı ve üslup kullanılmıştı. Oysa onu dünyaya getiren annesi de, kızı da, hayatını paylaştığı karısı da, bacısı da bir kadındı!
Aşırı derecede sinirlenmiştim ama o şahsın seviyesine düşmek istemediğim için de sessiz kalmıştım.
Karşımda işte bu kadar sığ düşünen bir insan vardı! Namus, edep, ahlak, şeref kavramlarını hiçe sayıp basite alıp böyle bir tavır sergileyen bu şahsa varın bakın ki, kendi karısı kırk kat kilit altında korunuyordur. Bu şahsın kendi eşine, annesine, kardeşine, kızına yapılmasını istemediği davranışları bir başkasına rahatça yapabilecek bir yapısı da vardı tavrında. Bu kadar hassas bir konuda, çok rahat ahkâm kesebiliyordu. Erkek böyle yapıyor, ceza kadına kesiliyor. Böyle bir şey kabul edilemez.
Şundan eminim ki bu kişinin en yakın arkadaşları dahi eşini görmemiştir. Eşi hep saklanan kişidir.
Sosyal medyada iyi aile babası rolünü oynamayı da ihmal etmez böyleleri. Bu kişileri, insanlar dışardan görünce aa ne kadar iyi bir baba, ne kadar iyi bir eş olarak adlandırırlar. Onların amacı da zaten dışarıya bu izlenimi vermektir. Her gördüğümüze inanmamak gerek! Çünkü kimse kimsenin içine girmeden ne karakterde olduğu bilemeyiz. Huyunu anlamak için tanımak gerekir.
Şahsen ben bu şahsın konuşmasına şahit olana kadar onun bu kadar basit bir düşünce yapısına sahip olabileceğini hiç düşünmemiştim. Açıkçası şaşırdım. Kendisi Kayseri’de yaşayan tanıdık bir isimdir.
Ortamlarda konuşmalarına baksan çırak durasın gelir denir ya o türden biridir kendisi.
Fakat düşünceleri çok cahilce, kadını aşağılayan, küçük gören bir tavırdır ve bu bir kul hakkıdır…
Hz. Mevlana der ki; ‘’Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol’’ aksi halde sadece kendini kandırırsın. Zamanla herkesin yaptığı her şey ortaya çıkar. Mızrak çuvalda saklı durmaz.
Bu insanlar kendileri her türlü dolapları çevirdiği için kimseye güvenmezler, kendinde olan vasıfları herkeste var zannederler. Kendi zihinleri, fıtratları bozuk olduğu için onlara göre herkes öyledir.
Kişi kendisi nasılsa, karşısındaki insanı öyle görür, öyle bilirmiş.
Halk arasında yukarıda bahsettiğim konu ile alakalı sıkça kullanılan sözler vardır.
Müsaade ederseniz bunların bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
*Eden bulur! Etme bulma dünyası!
*Ahın bulamayacağı adres yoktur! Ah ateştir!
*Yaşattığını yaşamadan ölmez insan! Ağlatan gülmez!
*Çalma kapımı, çalarlar kapını!
* Yaşattığın bir gün senin sınavın olacak!
*Çorbana ne doğrarsan, kaşığına o gelir.
*Can yakanın, canı yanar. Canı yanan sabretsin, can yakanda yanacağı günü beklesin.
*Su testisi, suyolunda kırılır vs. gibi…
Bu ve buna benzer çok sayıda sözler vardır. Bana bir şey olmaz diyerek yaptığınız her şeyin günü gelince hesabını verecek, bedelini ödeyeceksiniz. Unutmayın ki; İlahi adalet diye bir şey vardır ve onda zaman aşımı olmaz. Rabbimiz adildir, kimsenin hakkını da, ahını da kimseye bırakmaz. Saygıyla…
Namus, birçok ülkede iyi ahlaklılık, bütünlük, doğruluk, dürüstlük ve olumlu davranışlar olarak ele alınan, bazı kültürlerde cinsel ahlakla ilişkilendirilen bir kavramdır.
Namus kadın için neyse erkek içinde odur.
Namus konusunda kadın için yasaklananlar erkek için serbest mi bırakıldı? Yok, öyle bir dünya!
Böyle bir saçmalık olmaz, olamaz da! Namusun kadını erkeği, yaşlısı genci, zengini fakiri olmaz.
Namus herkes için aynı anlamı ifade edecek kadar değerli bir kavramdır.
Namus insanlar için bu kadar önemli bir kavram olmasaydı uğruna onca cinayetler işlenir miydi?
Geçtiğimiz haftalarda kadın cinayetleri ile ilgili konulardan laf açıldı bir sohbet ortamında.
Namus uğruna işlenen cinayetlerden konuşulurken ortamda bulunan evli ve çoluk çocuk sahibi bir şahıs ‘’ Toplumda erkek yapar adı çapkınlık olur. Kadın yapınca kınanır, kötü kadın olarak anılır’’ şeklinde bir ifade kullandı. Ve devam etti çok kaba bir tabir olacak, yazamaya dahi elim varmıyor, ama bu şahsın kullandığı ifadeyi tam anlamıyla sizlerle paylaşmak istiyorum. ‘’Ben bir kadının peşinden koşup, onunla bir ilişki yaşamaya başlasam, bu olay da duyulsa, kimse bana suç bulmaz, kadın kuyruk sallamasa, erkek peşinde dolaşmaz derler’’ dedi. Yani evli bir erkek çapkınlık yapmak için yola çıkar, duyulunca kadın suçlu olur bunu mu demek istiyordu? Tekrar böyle kaba bir ifadeyi sizlerle paylaştığım için özür dilerim. Bence bu şahıs kendi yaptığı uygunsuz davranışlara aklınca böyle bir kılıf uydurmaya çalışıyordu.
Oysa bu durumu Frida Kahlo ne güzel özetlemişti; Ahlak ve namus deyince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur.
Bu düşünce de olan insanlar yüzünden, onca masum kadın ne yazık ki kadın cinayetlerine kurban ediliyor. Şu zihniyete bakar mısınız? Erkek yapar elinin kiri, kadın yapınca kuyruk salladı olur.
Bu konuşma da kadını ne kadar basite alan bir konuşma tarzı ve üslup kullanılmıştı. Oysa onu dünyaya getiren annesi de, kızı da, hayatını paylaştığı karısı da, bacısı da bir kadındı!
Aşırı derecede sinirlenmiştim ama o şahsın seviyesine düşmek istemediğim için de sessiz kalmıştım.
Karşımda işte bu kadar sığ düşünen bir insan vardı! Namus, edep, ahlak, şeref kavramlarını hiçe sayıp basite alıp böyle bir tavır sergileyen bu şahsa varın bakın ki, kendi karısı kırk kat kilit altında korunuyordur. Bu şahsın kendi eşine, annesine, kardeşine, kızına yapılmasını istemediği davranışları bir başkasına rahatça yapabilecek bir yapısı da vardı tavrında. Bu kadar hassas bir konuda, çok rahat ahkâm kesebiliyordu. Erkek böyle yapıyor, ceza kadına kesiliyor. Böyle bir şey kabul edilemez.
Şundan eminim ki bu kişinin en yakın arkadaşları dahi eşini görmemiştir. Eşi hep saklanan kişidir.
Sosyal medyada iyi aile babası rolünü oynamayı da ihmal etmez böyleleri. Bu kişileri, insanlar dışardan görünce aa ne kadar iyi bir baba, ne kadar iyi bir eş olarak adlandırırlar. Onların amacı da zaten dışarıya bu izlenimi vermektir. Her gördüğümüze inanmamak gerek! Çünkü kimse kimsenin içine girmeden ne karakterde olduğu bilemeyiz. Huyunu anlamak için tanımak gerekir.
Şahsen ben bu şahsın konuşmasına şahit olana kadar onun bu kadar basit bir düşünce yapısına sahip olabileceğini hiç düşünmemiştim. Açıkçası şaşırdım. Kendisi Kayseri’de yaşayan tanıdık bir isimdir.
Ortamlarda konuşmalarına baksan çırak durasın gelir denir ya o türden biridir kendisi.
Fakat düşünceleri çok cahilce, kadını aşağılayan, küçük gören bir tavırdır ve bu bir kul hakkıdır…
Hz. Mevlana der ki; ‘’Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol’’ aksi halde sadece kendini kandırırsın. Zamanla herkesin yaptığı her şey ortaya çıkar. Mızrak çuvalda saklı durmaz.
Bu insanlar kendileri her türlü dolapları çevirdiği için kimseye güvenmezler, kendinde olan vasıfları herkeste var zannederler. Kendi zihinleri, fıtratları bozuk olduğu için onlara göre herkes öyledir.
Kişi kendisi nasılsa, karşısındaki insanı öyle görür, öyle bilirmiş.
Halk arasında yukarıda bahsettiğim konu ile alakalı sıkça kullanılan sözler vardır.
Müsaade ederseniz bunların bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
*Eden bulur! Etme bulma dünyası!
*Ahın bulamayacağı adres yoktur! Ah ateştir!
*Yaşattığını yaşamadan ölmez insan! Ağlatan gülmez!
*Çalma kapımı, çalarlar kapını!
* Yaşattığın bir gün senin sınavın olacak!
*Çorbana ne doğrarsan, kaşığına o gelir.
*Can yakanın, canı yanar. Canı yanan sabretsin, can yakanda yanacağı günü beklesin.
*Su testisi, suyolunda kırılır vs. gibi…
Bu ve buna benzer çok sayıda sözler vardır. Bana bir şey olmaz diyerek yaptığınız her şeyin günü gelince hesabını verecek, bedelini ödeyeceksiniz. Unutmayın ki; İlahi adalet diye bir şey vardır ve onda zaman aşımı olmaz. Rabbimiz adildir, kimsenin hakkını da, ahını da kimseye bırakmaz. Saygıyla…