Kayseri Kadın Meclisleri tarafından İstanbul'da işlenen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil cinayeti sonrası Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirilerek kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin son bulması konusunda çağrıda bulunuldu. Sosyolog Esra Arslan basın açıklamasında bulunarak, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş Demir, İkbal ve Ayşenur'un ardından yine bir taziye mesajı yayınladı. Kadınlar artık sizin taziye mesajlarınızı görmek istemiyor. Henüz hayattayken kadınları yaşatacak önlemler aldığınızı görmek istiyorlar" dedi.
Türkiye'nin dört bir yanından işlenen kadın ve çocuk cinayetlerine karşı kadınlar yürüyüş ve mitingler düzenliyor. Kayseri Cumhuriyet Meydanında da Kayseri Kadın Meclisleri tarafından İstanbul'da işlenen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil cinayeti sebebiyle basın açıklaması gerçekleştirilerek bu tür cinayetlerin sonlanması için çağrıda bulunuldu.
Öğrenci Elif Akdeniz tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, "Geçtiğimiz gün İstanbul'da iki genç kadın Semih Çelik tarafından vahşice öldürüldü. İkbal
Uzuner ve Ayşenur Halil. Failin daha önce defalarca İkbal'i tehdit ettiği, İkbal'in şikayetlerinin olduğunu ortaya çıktı. Koskoca bir şehrin surlarında bir kadın öldürüldü. Ve ortaya çıkan önemli bir gerçek de şikayetlere rağmen hiçbir önlem alınmamış olması, kamu gorevlilerinin yine görevini yapmamış olması. Biz eylem çağrıları yaptıktan sonra ise Mersin'de Sonay Öztürk'ün birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldüğünü öğrendik.
Tüm bunlar tesadüf değil. İktidar cezasızlık politikalarına devam ettikçe kadınlar şiddete uğramaya devam ediyor, kadın cinayetleri artarak devam ediyor " diye konuştu.
Sosyolog Esra Arslan ise, "Geçtiğimiz günlerde yine İstanbul'da sokak ortasında bir kadın arkadaşımızın iki erkek tarafından taciz edildiğini ve faillerin serbest bırakıldığını öğrendik. Failler, tepkilerden sonra gözaltına alındı ve tutuklandı" şeklinde konuştu.
Sosyolog Arslan ve öğrenci Elif Akdeniz devamında ortak açıklamada bulunarak, "Kadına ve çocuğa yönelik suçlardan kaydı olan failler, ellerini kollarını sallayarak geziyor. Yaşam hakkımızı bile elimizden alabileceğini düşünüyor. Eylül ayında 34 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 20 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Raporumuzu yayınladığımız gün 3 kadın daha öldürüldü. Artık toplumsal cinsiyet eşitsizliği bir halk sağlığı sorunu boyutunda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş Demir, İkbal ve Ayşenur'un ardından yine bir taziye mesajı yayınladı. Kadınlar artık sizin taziye mesajlarınızı görmek istemiyor. Henüz hayattayken kadınları yaşatacak önlemler aldığınızı görmek istiyorlar. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u uyguladığınızı görmek istiyorlar. Çünkü kadınlar, kendisini yaşatacak olanın 6284 olduğunu çok iyi biliyor. 6284'e en ufak bir saldırı kadınların yaşam hakkının tartışmaya açılması anlamına gelir. Kimse kadınların yaşam hakkını tartışmaya açamaz, açmaya kalkmasın. Yakın zamanda bir seferberlik başlattık: 6284 seferberliğidir. Bu kanunu her yerde anlatacağız. Bütün kadınlarla birlikte uygulatacağız. Bu seferberlik kadınlara güç verecek. Sevgili
kadınlar, her kim ki şiddet karşısında gözünü kulağını kapatıyorsa, görevini ihmal edip kadınların öldürülmesine neden oluyorsa her birinin tek tek peşine düşeceğiz. Polisler,
jandarmalar, savcılar, hakimler ya da bir bakanlığın bir müdürlüğünde görevli personel, hiç fark etmez. Kadınlar öldürülürken nasıl o koltuklarda rahat oturuyorsunuz? Görevleri
kadınları yaşatmak. Biz onlara bu görevlerini unutturmayacağız. Bakan Mahinur Özdemir, ilgili kuruluşlarla birlikte çalışmaya devam edeceklerini de söylemiş. O kurumlar kimler? Verileri biz tutuyoruz, kadınların yanında biz varız. İlgili kuruluşlar, halktan tepki görünce failleri yakalayan İçişleri Bakanlığı mı cezasızlığa kayıtsız kalan, Adalet Bakanlığı mı? Hepsini açıklamak zorundasınız. Sevgili kadınlar, gelin bu gidişatı birlikte değiştirelim. Kadın cinayetlerini birlikte durdurabiliriz, durduracağız. Hepinizi bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyoruz. Gelin kadınları yaşatalım. 6284'ü uygulatalım" diye konuştu.
Türkiye'nin dört bir yanından işlenen kadın ve çocuk cinayetlerine karşı kadınlar yürüyüş ve mitingler düzenliyor. Kayseri Cumhuriyet Meydanında da Kayseri Kadın Meclisleri tarafından İstanbul'da işlenen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil cinayeti sebebiyle basın açıklaması gerçekleştirilerek bu tür cinayetlerin sonlanması için çağrıda bulunuldu.
Öğrenci Elif Akdeniz tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, "Geçtiğimiz gün İstanbul'da iki genç kadın Semih Çelik tarafından vahşice öldürüldü. İkbal
Uzuner ve Ayşenur Halil. Failin daha önce defalarca İkbal'i tehdit ettiği, İkbal'in şikayetlerinin olduğunu ortaya çıktı. Koskoca bir şehrin surlarında bir kadın öldürüldü. Ve ortaya çıkan önemli bir gerçek de şikayetlere rağmen hiçbir önlem alınmamış olması, kamu gorevlilerinin yine görevini yapmamış olması. Biz eylem çağrıları yaptıktan sonra ise Mersin'de Sonay Öztürk'ün birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldüğünü öğrendik.
Tüm bunlar tesadüf değil. İktidar cezasızlık politikalarına devam ettikçe kadınlar şiddete uğramaya devam ediyor, kadın cinayetleri artarak devam ediyor " diye konuştu.
Sosyolog Esra Arslan ise, "Geçtiğimiz günlerde yine İstanbul'da sokak ortasında bir kadın arkadaşımızın iki erkek tarafından taciz edildiğini ve faillerin serbest bırakıldığını öğrendik. Failler, tepkilerden sonra gözaltına alındı ve tutuklandı" şeklinde konuştu.
Sosyolog Arslan ve öğrenci Elif Akdeniz devamında ortak açıklamada bulunarak, "Kadına ve çocuğa yönelik suçlardan kaydı olan failler, ellerini kollarını sallayarak geziyor. Yaşam hakkımızı bile elimizden alabileceğini düşünüyor. Eylül ayında 34 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 20 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Raporumuzu yayınladığımız gün 3 kadın daha öldürüldü. Artık toplumsal cinsiyet eşitsizliği bir halk sağlığı sorunu boyutunda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş Demir, İkbal ve Ayşenur'un ardından yine bir taziye mesajı yayınladı. Kadınlar artık sizin taziye mesajlarınızı görmek istemiyor. Henüz hayattayken kadınları yaşatacak önlemler aldığınızı görmek istiyorlar. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u uyguladığınızı görmek istiyorlar. Çünkü kadınlar, kendisini yaşatacak olanın 6284 olduğunu çok iyi biliyor. 6284'e en ufak bir saldırı kadınların yaşam hakkının tartışmaya açılması anlamına gelir. Kimse kadınların yaşam hakkını tartışmaya açamaz, açmaya kalkmasın. Yakın zamanda bir seferberlik başlattık: 6284 seferberliğidir. Bu kanunu her yerde anlatacağız. Bütün kadınlarla birlikte uygulatacağız. Bu seferberlik kadınlara güç verecek. Sevgili
kadınlar, her kim ki şiddet karşısında gözünü kulağını kapatıyorsa, görevini ihmal edip kadınların öldürülmesine neden oluyorsa her birinin tek tek peşine düşeceğiz. Polisler,
jandarmalar, savcılar, hakimler ya da bir bakanlığın bir müdürlüğünde görevli personel, hiç fark etmez. Kadınlar öldürülürken nasıl o koltuklarda rahat oturuyorsunuz? Görevleri
kadınları yaşatmak. Biz onlara bu görevlerini unutturmayacağız. Bakan Mahinur Özdemir, ilgili kuruluşlarla birlikte çalışmaya devam edeceklerini de söylemiş. O kurumlar kimler? Verileri biz tutuyoruz, kadınların yanında biz varız. İlgili kuruluşlar, halktan tepki görünce failleri yakalayan İçişleri Bakanlığı mı cezasızlığa kayıtsız kalan, Adalet Bakanlığı mı? Hepsini açıklamak zorundasınız. Sevgili kadınlar, gelin bu gidişatı birlikte değiştirelim. Kadın cinayetlerini birlikte durdurabiliriz, durduracağız. Hepinizi bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyoruz. Gelin kadınları yaşatalım. 6284'ü uygulatalım" diye konuştu.