Avukat Seyit Yağmur, kamu görevlilerinin müzekkere ve yazışmalara zamanında cevap vermeleri gerektiğini söyleyerek, “İhmal sonucu oluşacak zararlar görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabilir” dedi.
Kamu görevlilerini kapsayan suçların özgü suç olarak tanımlandığını söyleyen Avukat Seyit Yağmur, “Görevi kötüye kullanma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257 ve devam maddelerinde düzenlenmiş özgü bir suçtur. Özgü suçtan kasıt ise sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi kavramından kasıt ise polis, asker, memur gibi bir idari kuruluşa bağlı olarak çalışan ya da seçme ve seçilme yoluyla kamu görevine katılan belediye başkanları, muhtarlar, belediye meclis üyeleridir. Ya da geçici olarak kamu görevinde yer alan bilirkişi ya da tanık gibi kişileri kapsamaktadır. Görevi kötüye kullanma suçunun 2 ayrı şekilde tezahürü söz konusudur. Bunlardan biri; görevi esnasında görevinin gerekliliklerine kamu görevlisinin aykırı davranması ve ikincisi de görevini yaparken ihmal etmesi. Bu suç soruşturması izne tabi bir soruşturmadır, şikayete tabi değildir. Resen araştırma ilkesi var. Yani suç öğrenildiği takdirde Cumhuriyet Savcılığı ilgili soruşturmayı yürütecek birim kendiliğinden harekete geçmek zorunda. Ancak soruşturma yapılmadan önce ilgilinin bağlı olduğu kamu kurumundan izin alınması gerekiyor. Bu izin alınmadan ilgilinin ifadesi dahi alınamıyor” dedi.
Kamu görevlilerinin müzekkere ve yazışmalara zamanında cevap vermesi gerektiğini söyleyen Yağmur, “Suçun oluşması için de 3 farklı unsur gerekiyor. Bunlardan ilki kamu görevlisinin ihmali davranışı neticesinde veya görevine aykırı davranışı neticesinde bir kamu zararının meydana gelmesidir. Diğer şart bu ihmali veya kasıtlı davranış neticesinde bir vatandaşın mağduriyetinin söz konusu olması ya da görevi kötüye kullanma suçu neticesinde bir haksız menfaat sağlanmasıdır. Bu şartlar oluştuğu takdirde ilgili kamu görevlisi işlediği fiilden dolayı ceza alabilecektir. Hatta son dönemde Yargıtay'ın şöyle bir kararı söz konusu oldu. Tapu müdürleri mahkemeden gelen müzekkerelere süresinde cevap vermeyip, vatandaşın mağduriyetine sebep olduğu için böyle bir ceza ile karşı karşıya kaldılar. Bu nedenle ceza aldılar ne yazık ki. Kamu görevlilerinin bu hususta hassasiyet göstermeleri, gelen müzekkereler olsun, diğer farklı kurumlardan gelen yazılar olsun bunlara süresinde cevap vermeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kamu görevlilerini kapsayan suçların özgü suç olarak tanımlandığını söyleyen Avukat Seyit Yağmur, “Görevi kötüye kullanma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257 ve devam maddelerinde düzenlenmiş özgü bir suçtur. Özgü suçtan kasıt ise sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi kavramından kasıt ise polis, asker, memur gibi bir idari kuruluşa bağlı olarak çalışan ya da seçme ve seçilme yoluyla kamu görevine katılan belediye başkanları, muhtarlar, belediye meclis üyeleridir. Ya da geçici olarak kamu görevinde yer alan bilirkişi ya da tanık gibi kişileri kapsamaktadır. Görevi kötüye kullanma suçunun 2 ayrı şekilde tezahürü söz konusudur. Bunlardan biri; görevi esnasında görevinin gerekliliklerine kamu görevlisinin aykırı davranması ve ikincisi de görevini yaparken ihmal etmesi. Bu suç soruşturması izne tabi bir soruşturmadır, şikayete tabi değildir. Resen araştırma ilkesi var. Yani suç öğrenildiği takdirde Cumhuriyet Savcılığı ilgili soruşturmayı yürütecek birim kendiliğinden harekete geçmek zorunda. Ancak soruşturma yapılmadan önce ilgilinin bağlı olduğu kamu kurumundan izin alınması gerekiyor. Bu izin alınmadan ilgilinin ifadesi dahi alınamıyor” dedi.
Kamu görevlilerinin müzekkere ve yazışmalara zamanında cevap vermesi gerektiğini söyleyen Yağmur, “Suçun oluşması için de 3 farklı unsur gerekiyor. Bunlardan ilki kamu görevlisinin ihmali davranışı neticesinde veya görevine aykırı davranışı neticesinde bir kamu zararının meydana gelmesidir. Diğer şart bu ihmali veya kasıtlı davranış neticesinde bir vatandaşın mağduriyetinin söz konusu olması ya da görevi kötüye kullanma suçu neticesinde bir haksız menfaat sağlanmasıdır. Bu şartlar oluştuğu takdirde ilgili kamu görevlisi işlediği fiilden dolayı ceza alabilecektir. Hatta son dönemde Yargıtay'ın şöyle bir kararı söz konusu oldu. Tapu müdürleri mahkemeden gelen müzekkerelere süresinde cevap vermeyip, vatandaşın mağduriyetine sebep olduğu için böyle bir ceza ile karşı karşıya kaldılar. Bu nedenle ceza aldılar ne yazık ki. Kamu görevlilerinin bu hususta hassasiyet göstermeleri, gelen müzekkereler olsun, diğer farklı kurumlardan gelen yazılar olsun bunlara süresinde cevap vermeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.