Öncelikle Kayserimizin Sarıoğlan ilçesinde gerçekleşen ve birçok bölgede hissedilen 4.9 şiddetindeki deprem nedeniyle bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Allah bizleri görünür görünmez kazalardan , belalardan , afetlerden korusun inşallah. Bu vesile ile de bütün yetkili kurum ve kuruluşlarımızı afetlerle ilgili tedbirleri gözden geçirmeye , önlem almaya davet ediyorum. Yatay mimariden bahsedip lahana tarlalarına yapılan yüksek katlı binalar elbet tekrar sorgulanacak, kentsel dönüşümün rantsal kısmı yine gündeme gelecektir. Unutmayalım ki deprem değil binalar öldürür.
Covid salgını başladığı günden bu yana yapılan uygulamalarla ilgili görüşlerimizi sık sık kamuoyu ile paylaştık. Salgının ortaya çıkışı ve geçirdiği süreçle alakalı değerlendirmeleri hem Genel Başkanımız Dr Fatih Erbakan hem de teşkilatlarımız yaptı. Özellikle aşı dayatmasına karşı olduğumuzu ve aşıya zorlayıcı uygulamaların yanlış olduğunu belirttik. Bazı durumlarda ve giriş çıkışlarda Pcr testi istenmesinin yanlış olduğunu bu uygulamayı hukuksuz bulduğumuzu ve uygulamanın kaldırılması için danıştaya başvurduğumuzu defalarca ifade ettik. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Sn Fahrettin Koca nın Pcr testi uygulamasının kaldırıldığını söylediğinde memnun olduk ve yanlıştan dönülmesi bizi sevindirdi lakin hemen arkasına gelen yeni bir genelge bende ve toplumda şaşkınlığa neden oldu. Sürekli uçakla seyehat eden biri olarak uçuşlar öncesi istenen PCR testi herkese bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtti. Bir yandan neredeyse bütün PCR testi uygulamalarına son veriyorsunuz diğer yandan uçuşlar öncesi bu uygulamaya devam ediyorsunuz. Üstelik bize aylarca uçakların diğer taşıma araçlarına göre daha güvenli olduğunu, havalandırma sisteminin faydalı olduğunu anlattınız. İki yada üç saatlik uçak seyehati 12 saatlik otobüs yolculuğundan dahamı zararlı. Garip olan en büyük yanı ise seyahat edecek kişi aşılı ama o an covid geçiriyorsa uçağa binebilir. Çünkü aşılı ise test istenmiyor. Aşılı kişinin hastalığı yayabildiğini hepimiz biliyoruz. Çünkü aşı hastalığı yaymaya engel değil. Aşı konusu zaten başlı başına tezatlar içermekteyken hiçbir mantıklı dayanağı olmayan bu uygulamaya son verilmeli. Covid19 artık ülke gündeminden çıkarılmalı. Korku pandemisi yerine şuan yaygın olan grip salgınına odaklanılmalıdır. Covid pandemesi ile ilgili ilerde gerçekler daha net ortaya çıkacak ve herkes yine Erbakan haklıymış diyecektir.
Kayserimizde hızlı tren ulaşımı ile alakalı gündemi ve yapılan açıklamaları yakından takip ediyorum. Farklı siyasilerden farklı belgelerle yapılan açıklamalar kimseyi tatmin etmiyor. Her ne kadar partileri farklı olsada konu Kayseri olunca siyasilerimiz aynı masa etrafında oturmalı ve şehrimiz menfatine çözümler üretmelidir. Tartışmalar kimseye fayda sağlamadığı gibi toplum üzerinde de kafa karışıklığına neden oluyor. Projenin bütçesi , aşamaları, hızlımı , yüksek hızlımı olacağı hep soru işareti. Şimdiye kadar yapılan açıklamalardaki çelişkiler konuya tereddütle bakmamıza neden oluyor.
Topluma mal olmuş, ülkede kendince hayran kitlesi olan sanatçılarımız sanatlarını icra ederken ya da açıklamalarda bulunurken toplum hassasiyetlerine dikkat etmeli özellikle kin ve nefrete neden olacak , halkın değer yargılarını zedeleyecek , toplumu bölecek söylemlerden uzak durmalıdır. Ülke olarak içinde bulunduğumuz dönemde ayrışmaya değil birleşmeye daha çok ihtiyacımız vardır. Buna rağmen değer yargılarımıza ve hassasiyetlerimize zarar verecek açıklamalar yapılıyorsa bunlarla alakalıda hukuk kuralları uygulanmalı şikayetler beklenmeden kamu davası açılmalıdır. İsimlerin kim olduğundan çok suçun ne olduğu daha önemlidir. Hiçkimse Hz Adem e de Hz Havva yada Hz Meryem e de dil uzatamaz. Bizler kimsenin yaşam biçimine karışmıyor, değer yargılarına saygılı oluyorsak , kimseninde kutsalımıza laf etmesine izin vermeyiz. Son dönemde artan islam düşmanlığı malesef belli kesimde moda olmuş durumda ve her fırsatta saldırı altındadır. İnanmayabilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız. İnanmayabilirsiniz ama unutmayınki bizlerde sizin gibilerin namazınızı kılmak zorunda değiliz. Nasıl inanıyorsanız vasiyet edin öyle defnedilin.
Covid salgını başladığı günden bu yana yapılan uygulamalarla ilgili görüşlerimizi sık sık kamuoyu ile paylaştık. Salgının ortaya çıkışı ve geçirdiği süreçle alakalı değerlendirmeleri hem Genel Başkanımız Dr Fatih Erbakan hem de teşkilatlarımız yaptı. Özellikle aşı dayatmasına karşı olduğumuzu ve aşıya zorlayıcı uygulamaların yanlış olduğunu belirttik. Bazı durumlarda ve giriş çıkışlarda Pcr testi istenmesinin yanlış olduğunu bu uygulamayı hukuksuz bulduğumuzu ve uygulamanın kaldırılması için danıştaya başvurduğumuzu defalarca ifade ettik. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Sn Fahrettin Koca nın Pcr testi uygulamasının kaldırıldığını söylediğinde memnun olduk ve yanlıştan dönülmesi bizi sevindirdi lakin hemen arkasına gelen yeni bir genelge bende ve toplumda şaşkınlığa neden oldu. Sürekli uçakla seyehat eden biri olarak uçuşlar öncesi istenen PCR testi herkese bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtti. Bir yandan neredeyse bütün PCR testi uygulamalarına son veriyorsunuz diğer yandan uçuşlar öncesi bu uygulamaya devam ediyorsunuz. Üstelik bize aylarca uçakların diğer taşıma araçlarına göre daha güvenli olduğunu, havalandırma sisteminin faydalı olduğunu anlattınız. İki yada üç saatlik uçak seyehati 12 saatlik otobüs yolculuğundan dahamı zararlı. Garip olan en büyük yanı ise seyahat edecek kişi aşılı ama o an covid geçiriyorsa uçağa binebilir. Çünkü aşılı ise test istenmiyor. Aşılı kişinin hastalığı yayabildiğini hepimiz biliyoruz. Çünkü aşı hastalığı yaymaya engel değil. Aşı konusu zaten başlı başına tezatlar içermekteyken hiçbir mantıklı dayanağı olmayan bu uygulamaya son verilmeli. Covid19 artık ülke gündeminden çıkarılmalı. Korku pandemisi yerine şuan yaygın olan grip salgınına odaklanılmalıdır. Covid pandemesi ile ilgili ilerde gerçekler daha net ortaya çıkacak ve herkes yine Erbakan haklıymış diyecektir.
Kayserimizde hızlı tren ulaşımı ile alakalı gündemi ve yapılan açıklamaları yakından takip ediyorum. Farklı siyasilerden farklı belgelerle yapılan açıklamalar kimseyi tatmin etmiyor. Her ne kadar partileri farklı olsada konu Kayseri olunca siyasilerimiz aynı masa etrafında oturmalı ve şehrimiz menfatine çözümler üretmelidir. Tartışmalar kimseye fayda sağlamadığı gibi toplum üzerinde de kafa karışıklığına neden oluyor. Projenin bütçesi , aşamaları, hızlımı , yüksek hızlımı olacağı hep soru işareti. Şimdiye kadar yapılan açıklamalardaki çelişkiler konuya tereddütle bakmamıza neden oluyor.
Topluma mal olmuş, ülkede kendince hayran kitlesi olan sanatçılarımız sanatlarını icra ederken ya da açıklamalarda bulunurken toplum hassasiyetlerine dikkat etmeli özellikle kin ve nefrete neden olacak , halkın değer yargılarını zedeleyecek , toplumu bölecek söylemlerden uzak durmalıdır. Ülke olarak içinde bulunduğumuz dönemde ayrışmaya değil birleşmeye daha çok ihtiyacımız vardır. Buna rağmen değer yargılarımıza ve hassasiyetlerimize zarar verecek açıklamalar yapılıyorsa bunlarla alakalıda hukuk kuralları uygulanmalı şikayetler beklenmeden kamu davası açılmalıdır. İsimlerin kim olduğundan çok suçun ne olduğu daha önemlidir. Hiçkimse Hz Adem e de Hz Havva yada Hz Meryem e de dil uzatamaz. Bizler kimsenin yaşam biçimine karışmıyor, değer yargılarına saygılı oluyorsak , kimseninde kutsalımıza laf etmesine izin vermeyiz. Son dönemde artan islam düşmanlığı malesef belli kesimde moda olmuş durumda ve her fırsatta saldırı altındadır. İnanmayabilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız. İnanmayabilirsiniz ama unutmayınki bizlerde sizin gibilerin namazınızı kılmak zorunda değiliz. Nasıl inanıyorsanız vasiyet edin öyle defnedilin.