Sokak hayvanları sorunu uzun yıllar seyirci kalınıp bir türlü köklü çözüm üretilemeyen bir meseledir.
Bundan önce böyle bir sorun yok muş ve yeni ortaya çıkmış gibi ele alınıyor olması da başlı başına bir handikap.
Doğada aç kalıp şehirlere inen başıboş köpeklerin insanlara saldırmaları olsun...
Kuduz olan köpeklerin hem kendine hem insana verdiği zararları olsun...
Sokakların görünüm ve güvenliği olsun...
Neresinden bakarsanız bakın can yakıcı bir mesele...
Gerçek olan ise yıllardır hem hayvanlara hem insanlara yakışır bir düzenin sağlanamamasıydı ve hem yerel hem ulusal yöneticilerin buna seyirci kalmalarıydı.
En sonunda hara güra bir kanun çıkmasına rağmen iki tarafı da memnun edecek bir netice olmadı ve sokak hayvanlarının trajik sonları engellenemedi bu gidişle engellenemeyecekte.
Bırakın çözüm bulunmasını ve sokakların normal düzenini; bir takım vicdansızlar kanunun verdiği güçle toplu katliamlar yapmaya başladılar bile.
Hülasa...
Daha bu köprünün altından çok sular akacak ve çok canlar yanacak gibi.
Bana göre de bu iş kolay kolay hal yoluna koyulacak gibi değil.
Sebebi çok açık!
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, siyasal, hukuksal ve çağdaş konjonktür dünya standartlarında olmadığından mütevellit...
Tüm canlılar ve tabiat bu konjöktürden nasibini alabilsin.
Böcekler, kuşlar, ormanlar, toprak, deniz, kirlettiğimiz hava...
Hayvan sever dostlarım sakın darılmasınlar.
Ama ne yazık ki...
Ülkemizin siyasi, hukuki ve çağdaş durumu bunu öngörüyor.
Madenler için talan edilen yeşil alanlarımız, nükleer santraller için kirlettiğimiz havamız, denizlerimiz, yaktığımız ve bir türlü koruyamadığımız ormanlarımızın acı durumları sokak hayvanlarından geri kalır durumda değil.
Bırakın sokak hayvanlarını ve doğayı insanımızın durumu ne hazindir.
Yılda beş bin kişiyi bulan iş kazalarında insanlarımız telef oluyor.
Madenlerde halen her yıl koruyamadığımız yüzlerce insanımız var.
En son Erzincan’da hala göçük altında insanlarımız yatıyor.
Ülkemizde açlıktan ölenler, gelir dağılımı bozukluğu ve işsizlikten intihar edenler, çoluğunu çocuğunu katledenlerin durumu sokak hayvanlarının hazin hayatlarından pek aşağı kalır değildir.
Bunları söylerken hayvanların durumunu göz ardı edelim manasının çıkarılmasını istemem.
Yani...
Sokak hayvanlarımı diğerleri mi?..
Böyle bir kıyaslama çok ucuz polemik olur.
Benim muradım...
En başta ülkemizin ana iklimi düzelmeli ki...
Bu iklim altında yaşayan tüm canlılar ve doğa da bundan nasibini alsın.
Bu ülkede köpekler katlediliyor da insanlar katledilmiyor mu?
Geçen yıl 450 kadın, erkeklerin katliamına maruz kalmış.
Bu ülkede bırakın köpekleri, barınma sorunu yaşayan binlerce vatandaşımız olduğunu unutmayalım.
Her yıl artarak devam eden yangınlarda yurdumuzun akciğerleri yanmıyor mu?
Netice olarak...
Tüm canlılar ve doğa açısından ülkemizin genel ahvali iç açıcı değil.
Vücudun tamamını kanser sarmış biz bazı bölgeleri pansuman yapıyoruz gibi geliyor.
Çözümü topyekûn bulmalıyız.
Hep birlikte...
İşten atılan işçilerle fabrika önlerinde onların mücadelesinde omuz verebilirsek...
Milyonlarca emekli ''açız'' diye bağırırken hep birlikte ''açız'' diye bağırırsak...
Kirasını veremediği için evden atılanların yanında sokakta nöbet tutabilirsek...
Rize’de doğayı korumak için direnen vatandaşa desteğe gidebilirsek...
Bir kadın katledildiğinde kadın erkek demeden milyonlar olarak sokağa dökülebilirsek..
Belki o zaman...
Tüm toplum kesimi o sokakta katledilen köpekler için bir şeyler yapmak için yollara düşer.
Çağdaş ve kalıcı çözümler gelebilir.
Yoksa...
Adı marjinale çıkmış bir grup hayvan severin mücadelesiyle nereye kadar...
Saygılarımla...