Düğünde gelin ve damada yakın çevresi tarafından takılan ziynet eşyaları ile paraların kime ait olacağı konusunda açık bir kanun maddesi bulunmamaktadır. Bu konu Yargıtay içtihatlarıyla şekillendirilmiş olup; mahkemeler de Yargıtay içtihatlarına göre kararlar vermektedir.
Yakın tarihe kadar Yargıtay içtihatlarında, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, hangi ailenin taktığına ya da geline mi damada mı takıldığına bakılmaksızın TMK 220 gereğince kadının kişisel malı olarak kabul edilmekteydi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2020 tarihli 2020/240 K.sayılı içtihatıyla yapmış olduğu değerlendirmede ise bu konuda bir değişikliğe gidilmiş ve şu tespitlere yer verilmiştir:
Eşler Arasında Anlaşma Varsa: Eşler arasında ziynet eşyası ile diğer ekonomik değerlerin ne şekilde paylaşılacağına dair bir sözleşme yapılmışsa,paylaşım bu sözleşmeye göre yapılacaktır.
Eşler arasında düğünde takılan takıların ve paranın kime ait olduğuna dair bir anlaşma yoksa,takılan takı ve paraların aidiyeti şu şekildedir;
Kadına Takılan Takılar: Kadına takılan her türlü ziynet eşyası ve para kadına aittir.
Erkeğe Takılan Takılar: Erkeğe takılan ziynet eşyasından kadına özgü olanlar erkeğe takılsa bile kadına ait olacaktır. Erkeğe takılan çeyrek, yarım, tam altın gibi takılar ve paralar ise kadına özgü olmadıklarından erkeğe ait olacaklardır. Kural olarak erkeğe takılan her türlü takıdan kadına özgü nitelikte olmayanlar, erkeğe ait olacaktır. Erkeğe takılan ziynet eşyaları kadına özgü nitelikte olsa bile erkek eş, kadına özgü ziynet eşyalarının kadına ait olduğu konusunda yerel adet olmadığını ispatlarsa kadına özgü olan ziynet eşyaları da erkeğe verilir. Takılan ziynet eşyası erkek ve kadın tarafından kullanılabilen bir şey ise bu şey münhasıran kadına ait olmadığından erkeğe ait olacaktır.
Çantada veya Kutuda Toplanan Takı veya Paralar : Düğün sırasında bir çantada,kutuda veya sandıkta toplanan ziynet eşyalarının eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilmelidir ve taraflar eşit haklara sahiptir.
Düğün takılarını talep eden taraf, HMK gereği ispat yükü üzerinde olduğundan dolayı, açılan davada ziynet eşyalarının kendisinde kalmadığını mahkemede ispatlamak zorundadır.