Stres ve sıkıntı ile dolu bir sezonun daha sonuna geldik. Geçtiğimiz sezon pandemi şartları nedeniyle statüde yapılan değişiklik ile ligde kaldık ama bu sezon durum çok farklı. Maalesef geçtiğimiz sezondan gerekli dersi çıkaramadığımız için yine aynı sıkıntıları bu sezonda yaşıyoruz.
Lig, Cumartesi günü oynanacak olan son hafta maçları ile tamamlanacak. Son hafta maçlarında skorların artık bir önemi yok. Neden yok peki? Çünkü bu şehrin tek markası Kayserispor için sonuç ne olursa olsun, kimse sevmekten, gönül vermekten vazgeçmeyecek.
Bu sezon şehir içinden gördüğü büyük destek ortada. Evet, yönetimin yaptığı çok ciddi hatalar var. Hem de bu hatalar ligin son haftasına kadar devam ediyor. Yapılan teknik adam değişiklikleri, yanlış transferler, takımın şehirden koparılması gibi birçok hatayı art arda sıralayabiliriz.
Ama dedik ya, bu takım bizim. Bu sevda bizim…
Takım düşmüş ya da kalmış kimin umurunda. Kimse Kayserispor’u anlık başarılar için sevmedi ya da sevmiyor. Evet, hataların bedeli sezon sonunda elbette ki sorulacak. Hataları olanlar bu camiaya ciddi anlamda hesap vermeli ve özür dilemeli. Stres ile geçen bir sezonda bu takıma gönül verenler büyük acılar yaşadı.
Elbette tüm bunların bir karşılığı olmak zorunda. Ben yaptım oldu mantığı bu şehirde artık karşılık bulmuyor. Sorgulanıyor, hesap isteniyor. Takım küme düşerse bu hesabın ağırlığı elbette daha büyük olacak. Ligde kalırsa ise yine de ortada bir başarısızlık var ve bunun gelecek sezonlara sirayet etmemesi için neler yapılması gerektiğini birilerinin bu yönetime anlatması şart.
Aynı ligden üst üste iki kez düşen bir takım konumuna getirmek büyük bir hatalar silsilesi. Bunun da elbette ki bir hesabı bir kitabı olmalı. Birilerinin dediği gibi “Ben olmasam takımın yoktu” söylemlerinin de hesabı sezon sonunda verilmeli.
Kayserispor tarihine yapılan bu saygısızlık karşılıksız kalmamalı. Kimse de camiaya “Takımı ligde bıraktık daha ne istiyorsunuz” hikâyeleri anlatmasın. Çünkü Kayserispor için ligde kalmak başarı değildir. Bu iki sezonda yaşanılan büyük başarısızlıklar sonunda taraftarın yüzünün gülmesi için artık Karpuazatan’da ciddi bir revizyon şart. Hem de en üstten başlayıp en alta kadar.
Lig, Cumartesi günü oynanacak olan son hafta maçları ile tamamlanacak. Son hafta maçlarında skorların artık bir önemi yok. Neden yok peki? Çünkü bu şehrin tek markası Kayserispor için sonuç ne olursa olsun, kimse sevmekten, gönül vermekten vazgeçmeyecek.
Bu sezon şehir içinden gördüğü büyük destek ortada. Evet, yönetimin yaptığı çok ciddi hatalar var. Hem de bu hatalar ligin son haftasına kadar devam ediyor. Yapılan teknik adam değişiklikleri, yanlış transferler, takımın şehirden koparılması gibi birçok hatayı art arda sıralayabiliriz.
Ama dedik ya, bu takım bizim. Bu sevda bizim…
Takım düşmüş ya da kalmış kimin umurunda. Kimse Kayserispor’u anlık başarılar için sevmedi ya da sevmiyor. Evet, hataların bedeli sezon sonunda elbette ki sorulacak. Hataları olanlar bu camiaya ciddi anlamda hesap vermeli ve özür dilemeli. Stres ile geçen bir sezonda bu takıma gönül verenler büyük acılar yaşadı.
Elbette tüm bunların bir karşılığı olmak zorunda. Ben yaptım oldu mantığı bu şehirde artık karşılık bulmuyor. Sorgulanıyor, hesap isteniyor. Takım küme düşerse bu hesabın ağırlığı elbette daha büyük olacak. Ligde kalırsa ise yine de ortada bir başarısızlık var ve bunun gelecek sezonlara sirayet etmemesi için neler yapılması gerektiğini birilerinin bu yönetime anlatması şart.
Aynı ligden üst üste iki kez düşen bir takım konumuna getirmek büyük bir hatalar silsilesi. Bunun da elbette ki bir hesabı bir kitabı olmalı. Birilerinin dediği gibi “Ben olmasam takımın yoktu” söylemlerinin de hesabı sezon sonunda verilmeli.
Kayserispor tarihine yapılan bu saygısızlık karşılıksız kalmamalı. Kimse de camiaya “Takımı ligde bıraktık daha ne istiyorsunuz” hikâyeleri anlatmasın. Çünkü Kayserispor için ligde kalmak başarı değildir. Bu iki sezonda yaşanılan büyük başarısızlıklar sonunda taraftarın yüzünün gülmesi için artık Karpuazatan’da ciddi bir revizyon şart. Hem de en üstten başlayıp en alta kadar.