Merakla beklenen Hamza Hamzaoğlu dönemi oynanan iki maç ile başladı. Hes Kablo Kayserispor’da umutların tavan yaptığı bu dönemde beklenen oldu mu derseniz bunun cevabı kesinlikle olumlu olmayacaktır.
Hamza Hamzaoğlu’nun takımın başında çıktığı ve büyük umutların beslendiği Göztepe maçını sahasında beraberlikle tamamlayan temsilcimiz, önemli bir yara alarak haftalar sonra yeniden küme düşme potasına girdi.
Ardından Trabzonspor ile büyük stres içinde geçen maçtan 1 puan çıkaran Sarı-Kırmızılı temsilcimiz, iki maçta tam 4 puanı yeşil çimlerin üzerinde bıraktı. Rakiplerin birer birer çıkış yakaladığı ligde Hes Kablo Kayserispor, aradığı çıkışı bir türlü bulamadı.
İşin gidişatı kesinlikle iyi değil, bunu net olarak söyleyebilirim. Ama her şey bitti ah tüh diyecek bir konumda da değiliz. Ligde oynayacağımız daha 9 maç var. Ama kendi evimizde oynayacağımız maçları kazanmaktan başka çıkar yolumuz yok.
Bunun ilk adımı olarak Pazar günü kendi sahamızda oynayacağımız Antalyaspor maçına odaklanmamız lazım. Trabzonspor maçında rakibin topla oynama oranı belkide sezon rekoru kırdı. Çok pozisyon harcadı, galibiyeti kaçırdı. Ama biz bunlara takılmayalım. Aldığımız bir puan belki de bizi ligde tutacak bir puan olabilir. Özellikle böyle sıkıntılı haftalarda oynanan futbola değil, alınan puana bakmak lazım ki doğru olanda bu.
Ama tabi bunu derken iki maçta ortaya konulan kötü futboldan gereken dersi de çıkarmamız gerek.
Hamzaoğlu’nun gelmesi ile kadroda iki önemli değişiklik dikkat çekti. Karlo Muhar’ı kulübeye gönderen teknik adam yerine Muğdat Çelik’i tercih etti. Muğdat, Akhisar’dan eski oyuncusu. Birlikte yıldızları parladı ve paralel bir kariyer ile Galatasaray’ın yolunu tuttular.
Bu nedenle tercihi normal karşılanabilir. Trabzon maçında takıma tek puanı getiren golü de Muğdat’ın attığını unutmayalım. İkinci büyük değişiklik ise Ramazan Civelek ile Zoran tercihleri oldu. Ramazan kulübeye, Zoran ise yeniden on bire döndü.
Bir kabuk değişimi yaşanan temsilcimizde, bundan sonra her maç final, alınacak her puan altın değerinde. Bu nedenle eleştirilerimizi biraz daha erteleyerek bu süreçte birlik, beraberlik halkasının bir parçası olmaktan ziyade fazla söze hacet yok.
Hamza Hamzaoğlu’nun takımın başında çıktığı ve büyük umutların beslendiği Göztepe maçını sahasında beraberlikle tamamlayan temsilcimiz, önemli bir yara alarak haftalar sonra yeniden küme düşme potasına girdi.
Ardından Trabzonspor ile büyük stres içinde geçen maçtan 1 puan çıkaran Sarı-Kırmızılı temsilcimiz, iki maçta tam 4 puanı yeşil çimlerin üzerinde bıraktı. Rakiplerin birer birer çıkış yakaladığı ligde Hes Kablo Kayserispor, aradığı çıkışı bir türlü bulamadı.
İşin gidişatı kesinlikle iyi değil, bunu net olarak söyleyebilirim. Ama her şey bitti ah tüh diyecek bir konumda da değiliz. Ligde oynayacağımız daha 9 maç var. Ama kendi evimizde oynayacağımız maçları kazanmaktan başka çıkar yolumuz yok.
Bunun ilk adımı olarak Pazar günü kendi sahamızda oynayacağımız Antalyaspor maçına odaklanmamız lazım. Trabzonspor maçında rakibin topla oynama oranı belkide sezon rekoru kırdı. Çok pozisyon harcadı, galibiyeti kaçırdı. Ama biz bunlara takılmayalım. Aldığımız bir puan belki de bizi ligde tutacak bir puan olabilir. Özellikle böyle sıkıntılı haftalarda oynanan futbola değil, alınan puana bakmak lazım ki doğru olanda bu.
Ama tabi bunu derken iki maçta ortaya konulan kötü futboldan gereken dersi de çıkarmamız gerek.
Hamzaoğlu’nun gelmesi ile kadroda iki önemli değişiklik dikkat çekti. Karlo Muhar’ı kulübeye gönderen teknik adam yerine Muğdat Çelik’i tercih etti. Muğdat, Akhisar’dan eski oyuncusu. Birlikte yıldızları parladı ve paralel bir kariyer ile Galatasaray’ın yolunu tuttular.
Bu nedenle tercihi normal karşılanabilir. Trabzon maçında takıma tek puanı getiren golü de Muğdat’ın attığını unutmayalım. İkinci büyük değişiklik ise Ramazan Civelek ile Zoran tercihleri oldu. Ramazan kulübeye, Zoran ise yeniden on bire döndü.
Bir kabuk değişimi yaşanan temsilcimizde, bundan sonra her maç final, alınacak her puan altın değerinde. Bu nedenle eleştirilerimizi biraz daha erteleyerek bu süreçte birlik, beraberlik halkasının bir parçası olmaktan ziyade fazla söze hacet yok.