Salgın döneminde üçüncü pik geldi kapımıza dayandı. Açıklanan rakamlarda her gün artış trendini gözlerimiz ile görüyoruz. Artık herkesin çevresinde, ya virüse yakalanmış, ya da atlatmış birileri var. Buna rağmen insanların vurdumduymaz tavırları beni fazlası ile şaşırtıyor.
Eee kardeşim her şeyi devletten mi bekleyeceğiz. Daha sert önlemler alındığında ise ilk eleştiriyi yapacaklar maalesef günümüzde önlemlere hiç riayet etmiyorlar. O zaman, daha sert tedbirler geldiğinde ağlamayacaksın güzel kardeşim?
Mesleğimiz icabı insanlarla iç içeyiz. Toplum içinde, kalabalık ortamlarda gerek haber takibi gerekse, sosyal ilişkiler içerisindeyiz. Bu durumda bazen şahit olduğumuz olaylar bizi bile isyan noktasına getiriyor. Sanki normal günlerde yaşıyoruz da hiçbir önleme riayet etmeyen insanlar, ailelerini, toplumu ve hepimizi tehlikeye atmaktan bir türlü vazgeçmiyorlar.
Yahu, neyin cesareti bu anlamak güç. Toplum için, aileniz için biraz daha dikkat demekten artık dilimizde tüy bitti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın can si parene çağrıları bir türlü karşılık bulmuyor toplumda. Bu da çok daha kötü günlerin habercisi. Uzmanlar uyarıyor; özellikle Aralık ayında salgının çok daha üst seviyelere ulaşacağı yönünde.
Sağlık sisteminin daha fazla zorlanmaması, sınırların aşılmaması için fert fert herkesin üzerine düşen görevler var. Bunlar yerine getirilemediği sürece, devlet hangi önlemi alırsa alsın. Toplumda birey olma, bireyin toplumdaki rolünü özümseme rollerini üstlenemeyen insanların içerisinde Pandemi bize her zaman sıkıntılı geçecek.
Son günlerin moda deyimi ile “Allah sonumuzu hayır etsin”
Bugünlerin daha da sıkıntılı bir durum almaması için önerilere kulak vermek, kişisel görevlerini tam anlamıyla yerine getirmek önemli kere önemli.
Basit gibi dursa da en etkili yol maske, mesafe ve temizlik. Bir de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın söylediği gibi: Hastalık ile en iyi mücadele hiç hastalığa yakalanmamak!
Eee kardeşim her şeyi devletten mi bekleyeceğiz. Daha sert önlemler alındığında ise ilk eleştiriyi yapacaklar maalesef günümüzde önlemlere hiç riayet etmiyorlar. O zaman, daha sert tedbirler geldiğinde ağlamayacaksın güzel kardeşim?
Mesleğimiz icabı insanlarla iç içeyiz. Toplum içinde, kalabalık ortamlarda gerek haber takibi gerekse, sosyal ilişkiler içerisindeyiz. Bu durumda bazen şahit olduğumuz olaylar bizi bile isyan noktasına getiriyor. Sanki normal günlerde yaşıyoruz da hiçbir önleme riayet etmeyen insanlar, ailelerini, toplumu ve hepimizi tehlikeye atmaktan bir türlü vazgeçmiyorlar.
Yahu, neyin cesareti bu anlamak güç. Toplum için, aileniz için biraz daha dikkat demekten artık dilimizde tüy bitti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın can si parene çağrıları bir türlü karşılık bulmuyor toplumda. Bu da çok daha kötü günlerin habercisi. Uzmanlar uyarıyor; özellikle Aralık ayında salgının çok daha üst seviyelere ulaşacağı yönünde.
Sağlık sisteminin daha fazla zorlanmaması, sınırların aşılmaması için fert fert herkesin üzerine düşen görevler var. Bunlar yerine getirilemediği sürece, devlet hangi önlemi alırsa alsın. Toplumda birey olma, bireyin toplumdaki rolünü özümseme rollerini üstlenemeyen insanların içerisinde Pandemi bize her zaman sıkıntılı geçecek.
Son günlerin moda deyimi ile “Allah sonumuzu hayır etsin”
Bugünlerin daha da sıkıntılı bir durum almaması için önerilere kulak vermek, kişisel görevlerini tam anlamıyla yerine getirmek önemli kere önemli.
Basit gibi dursa da en etkili yol maske, mesafe ve temizlik. Bir de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın söylediği gibi: Hastalık ile en iyi mücadele hiç hastalığa yakalanmamak!