Pandeminin oluşturduğu zorlu bir süreçten geçerken Kurban Bayramı için tatlı bir telaş yaşanıyor memlekette. Yardımlaşma, dayanışma ve birlik olmanın en güzel örneklerinin sergilendiği bu dini bayram ile birlikte bir anlamda toplum olarak pandeminin olumsuzluklarını bir kenara bırakma fırsatı yakalamış olacağız. Son yıllarda maalesef dini bayramları sadece bir tatil vesilesi olarak görme geleneği gelişiyor. Her zaman söylene gelen “Nerede o eski bayramlar” cümlesi bu gülerde daha çok anlam buluyor.
Tatil fırsatı gibi görülmesi bayramların uhrevi güzelliğini yaşamaya engel teşkil ettiği gibi, toplum açısından büyük önem taşıyan yardımlaşma, dayanışma duygularını da baltalıyor. Ben merkezli bir hayat tarzına geçen toplumlar için aslında pandemi bunun ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Buna rağmen bu tür bir görüş açısına sahip olmak gerçekten düşündürücü.Yeterince yalnız kalınmadı mı? Yeterince evlerde hapis hayatı yaşanmadı mı? Yine başarı alıp tatile gitme bir anlamda kendini yine sosyal hayattan ve toplumdan dışlamak anlamına gelmiyor mu? Oysaki dinimizin emrettiği vecibelerin yerine getirilmesi Kurban Bayramı’nı sosyalleşmenin göbeğine getiriyor. Eş, dost ziyaretleri, kesilen kurbanların paylaşılması, hâl-hatır sormalar hem bize toplum olmayı hem de sosyal olmayı hatırlatmıyor mu? Bu nedenle Kurban bayramını “O eski bayramlar” tadında geçirmek tam anlamıyla pandemiye karşı önemli bir adım olacaktır.
Evet, elbette daha bulaş riski ortadan kalmadı. Aşılama büyük hızla devam ediyor. Risk sürse de bulaşın yüzdesi düşmüş gibi görünüyor. Bunun içindir ki bu bayramı en iyi şekilde idrak ederken yine kurallara azami ölçüde riayet edilmeli. Maske, mesafe, temizlikten vazgeçilmemeli. Bu şartlar yerine getirilerek dinimizin emrettiği şekilde bir bayram geçirmek, pandeminin oluşturduğu olumsuzlukları bir anlamda geride bırakmamızı sağlayacaktır. Elbette kurban ibadetini yerine getirmek için maddi olarak yeterli olma şartı vardır. Malum bu salgın döneminde birçok insan işsiz kaldı. Yani bu ibadeti yerine getiremeyecek insan sayısının fazla olması normal. Bu nedenledir ki bu yıl kurban keseceklerin bu kurbanları paylaşmaları daha büyük önem taşıyor. Tam anlamıyla, sosyolojik bir yara haline gelen salgının ardından gelen bu kurban bayramı, yaraları sarmak için önemli bir fırsat ve bu en iyi şekilde değerlendirilmeli.
Tatil fırsatı gibi görülmesi bayramların uhrevi güzelliğini yaşamaya engel teşkil ettiği gibi, toplum açısından büyük önem taşıyan yardımlaşma, dayanışma duygularını da baltalıyor. Ben merkezli bir hayat tarzına geçen toplumlar için aslında pandemi bunun ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Buna rağmen bu tür bir görüş açısına sahip olmak gerçekten düşündürücü.Yeterince yalnız kalınmadı mı? Yeterince evlerde hapis hayatı yaşanmadı mı? Yine başarı alıp tatile gitme bir anlamda kendini yine sosyal hayattan ve toplumdan dışlamak anlamına gelmiyor mu? Oysaki dinimizin emrettiği vecibelerin yerine getirilmesi Kurban Bayramı’nı sosyalleşmenin göbeğine getiriyor. Eş, dost ziyaretleri, kesilen kurbanların paylaşılması, hâl-hatır sormalar hem bize toplum olmayı hem de sosyal olmayı hatırlatmıyor mu? Bu nedenle Kurban bayramını “O eski bayramlar” tadında geçirmek tam anlamıyla pandemiye karşı önemli bir adım olacaktır.
Evet, elbette daha bulaş riski ortadan kalmadı. Aşılama büyük hızla devam ediyor. Risk sürse de bulaşın yüzdesi düşmüş gibi görünüyor. Bunun içindir ki bu bayramı en iyi şekilde idrak ederken yine kurallara azami ölçüde riayet edilmeli. Maske, mesafe, temizlikten vazgeçilmemeli. Bu şartlar yerine getirilerek dinimizin emrettiği şekilde bir bayram geçirmek, pandeminin oluşturduğu olumsuzlukları bir anlamda geride bırakmamızı sağlayacaktır. Elbette kurban ibadetini yerine getirmek için maddi olarak yeterli olma şartı vardır. Malum bu salgın döneminde birçok insan işsiz kaldı. Yani bu ibadeti yerine getiremeyecek insan sayısının fazla olması normal. Bu nedenledir ki bu yıl kurban keseceklerin bu kurbanları paylaşmaları daha büyük önem taşıyor. Tam anlamıyla, sosyolojik bir yara haline gelen salgının ardından gelen bu kurban bayramı, yaraları sarmak için önemli bir fırsat ve bu en iyi şekilde değerlendirilmeli.