23 Nisan 1920 Türk Milleti’ne yeni bir ufuk açan Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı tarihtir. Türk halkının egemenliğini kayıtsız şartsız ilan ettiği bu tarih, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından geleceğin büyüklerine yani çocuklara armağan edilmiştir. Yaşanılan bu büyük gelişmenin yıl dönümlerini çocuklar için çok özel kılan bu karar ile Atatürk, ileri görüşlülüğünü bir kez daha kanıtlamıştır.
Belirli yaşlara gelmiş insanlardan çok sık duyarsanız “Nerede o eski Ramazanlar” veya “Nerede o eski bayramlar” cümlelerini. İşte bugün de benim söylemek istediğim “Nerede o eski 23 Nisan kutlamaları” olacak. Malum pandemi döneminde her şey kısıtlı, her şey minimize edilmiş şekilde yaşanıyor. Doğrusu da bu zaten. Bu durumdan 23 Nisan kutlamaları da nasibini alacak.
Durum böyle olunca, eski kutlamalar insanının gözünün önünde canlanıyor. Özellikle bu coşkuyu köy okullarında yaşayanların aklına hemen o kutlamalar gelir ki belki de büyük bölümünün gözü yaşarır, ağlamamak için kendisini zor tutar.
Köy okullarında kıt imkânlarla 23 Nisan hazırlıkları aylar öncesinden başlardı. Yılın belki de en önemli etkinliğiydi o günlerin çocuklara olan bizler için. Çocukların yani bizlerin bayramı olduğunu iliklerimize kadar hissederdik. Hazırlıklar, yapılırken herkeste bir telaş. Ezberlenmesi gereken İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabe ya da şiirler.
Bu arada halk oyunları için kıyafetleri bulmak ayrı dert. Ama yine de o gün gelmeden her şey hazır olur. Bir de oynanacak oyunlarda ve yarışmalarda favoriler konuşulur aralıksız. Neler oynanmaz ki… Çuval yarışı, kaşıkta yumurta taşıma, sek sek yarışı, yoğurt yeme daha niceleri.
23 Nisan sabahı uyumak ne mümkün. Sabah erkenden kalkıp, o yemyeşil köy okulunun bahçesine koşmak için kahvaltı bile unutulur o gün. Genelde köyde tek öğretmen olduğundan kapısında okulun açılmasını beklemek… Hazırlıkların bir ucundan tutup o ortamın biran önce hazır olmasını sağlamak.
Sonra mı? Köylülerinizin birer birer köy bahçesine gelmesi ile törenlerin başlaması. Görevinizi en iyi şekilde yaparak ailenizin gözlerinin içine bakarak, kendini ispatlamanın büyük gururu… Köy okulları ve 23 Nisan iki farklı duygu iki farklı güzellik. Her 23 Nisan’da gözlerimizin dolması işte bu yüzdendir bizlerin. Şimdi anlattıklarımız belirli yaştakilere çok uzak gelebilir ama güzelliğini, özelliğini içimize sindire sindire yaşadığımız o 23 Nisanları bizler çok özledik.
Belirli yaşlara gelmiş insanlardan çok sık duyarsanız “Nerede o eski Ramazanlar” veya “Nerede o eski bayramlar” cümlelerini. İşte bugün de benim söylemek istediğim “Nerede o eski 23 Nisan kutlamaları” olacak. Malum pandemi döneminde her şey kısıtlı, her şey minimize edilmiş şekilde yaşanıyor. Doğrusu da bu zaten. Bu durumdan 23 Nisan kutlamaları da nasibini alacak.
Durum böyle olunca, eski kutlamalar insanının gözünün önünde canlanıyor. Özellikle bu coşkuyu köy okullarında yaşayanların aklına hemen o kutlamalar gelir ki belki de büyük bölümünün gözü yaşarır, ağlamamak için kendisini zor tutar.
Köy okullarında kıt imkânlarla 23 Nisan hazırlıkları aylar öncesinden başlardı. Yılın belki de en önemli etkinliğiydi o günlerin çocuklara olan bizler için. Çocukların yani bizlerin bayramı olduğunu iliklerimize kadar hissederdik. Hazırlıklar, yapılırken herkeste bir telaş. Ezberlenmesi gereken İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabe ya da şiirler.
Bu arada halk oyunları için kıyafetleri bulmak ayrı dert. Ama yine de o gün gelmeden her şey hazır olur. Bir de oynanacak oyunlarda ve yarışmalarda favoriler konuşulur aralıksız. Neler oynanmaz ki… Çuval yarışı, kaşıkta yumurta taşıma, sek sek yarışı, yoğurt yeme daha niceleri.
23 Nisan sabahı uyumak ne mümkün. Sabah erkenden kalkıp, o yemyeşil köy okulunun bahçesine koşmak için kahvaltı bile unutulur o gün. Genelde köyde tek öğretmen olduğundan kapısında okulun açılmasını beklemek… Hazırlıkların bir ucundan tutup o ortamın biran önce hazır olmasını sağlamak.
Sonra mı? Köylülerinizin birer birer köy bahçesine gelmesi ile törenlerin başlaması. Görevinizi en iyi şekilde yaparak ailenizin gözlerinin içine bakarak, kendini ispatlamanın büyük gururu… Köy okulları ve 23 Nisan iki farklı duygu iki farklı güzellik. Her 23 Nisan’da gözlerimizin dolması işte bu yüzdendir bizlerin. Şimdi anlattıklarımız belirli yaştakilere çok uzak gelebilir ama güzelliğini, özelliğini içimize sindire sindire yaşadığımız o 23 Nisanları bizler çok özledik.