Alt geçitlerde biriken suların tahliye edilememesi sonucu yollar trafiğe kapanmış, vatandaşlarımız saatlerce mahsur kalmış; bazı araçlar suya gömülmüş, pek çok ev ve iş yerini su basmıştır. Sadece maddi değil, manevi olarak da halkımız derin bir mağduriyet yaşamıştır. Kimi aileler birikimlerini kaybetmiş, kimi esnafımız sabah dükkanını değil, adeta enkazını bulmuştur.
Bu manzaralar sıradan ve "doğal" değil; doğrudan ihmalkârlığın ve plansızlığın sonucudur.
Biz Saadet Partisi olarak şunu açıkça soruyoruz:
Bu şehirde gerçekten bir belediye başkanı var mı?
Bu altyapı problemleri yıllardır bilinmesine rağmen neden çözülmedi?
Kayseri halkının vergileri, kaynakları nerelere harcandı?
Sürekli övülen “büyükşehir hizmetleri” bu şehirde neden yağmurdan bile korunamıyor?
Sayın Kayseri Milletvekili Murat Cahit Cıngı’nın yaptığı açıklamayı dikkatle dinledik ve önemli bulduk. Ancak şehirdeki sorunlara yalnızca uzaktan bakmak yetmez. Bu sorumluluğu ilk olarak bu şehrin yönetimini elinde tutan yerel idarelerin taşıması gerekir.
Bir şehri yönetmek; yol açmak, kaldırım yapmak, tabela asmak değil; o şehirde yaşayan insanların huzur ve güvenliğini temin etmek demektir.
Yağan yağmurun rahmetten afete dönüşmesini engellemek, gerçek belediyeciliğin görevidir.
İmar planlarını gözden geçirmek, drenaj sistemlerini yenilemek, mazgalları sürekli kontrol etmek belediyenin asli sorumluluğudur.
Biz burada sadece eleştiri yapmıyoruz. Biz uyarıyoruz.
Uyarıyoruz çünkü bu şehir hepimizin.
Uyarıyoruz çünkü olan yine halkımıza oluyor.
Uyarıyoruz çünkü biz bu şehri seviyoruz.
Saadet Partisi olarak halkımızın yaşadığı her mağduriyetin takipçisi olacağız. Göstermelik projeler yerine, kalıcı çözümler için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Kayseri daha yaşanabilir, daha güvenli ve daha adil bir şehir olmalıdır.
Bu da ancak liyakatli, şeffaf ve adil yönetimlerle mümkündür."